VE ‘İNSAN’ SAHNEYE ÇIKTI…

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

 

2020 Mart ayından bu yana ülkemizde de etkili olan COVİD-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler uyarınca biz insanlar evimize kapanmış, doğa ise özgür kalmıştı… Ozon tabakasındaki deliğin büyük ölçüde kapandığı, havanın / denizlerin/ nehirlerin ve göllerin temizlendiği bu süreçte elbette hepimiz çok zorlandık ama doğanın kendini yenilemesi ile ona ne kadar zarar vermekte olduğumuzu da anladık…

Haziran ayı itibarı ile tedbirler azaldı ve artık kimse ev hapsinde değil… Sokağa yeniden çıkan ve yaşadığı alanı yine sahiplenen -aslında gasp eden- insan; yaşadığı onca acıyı, sebebini ve sonuçlarını çabucak unutup fütursuzca davranmaya başladı…

Sokağında barınan kediyi ve köpeği kovalayan, onların bir şekilde yok edilmesini savunan, sözde vicdanlı davranıp ‘öldürmeyin ama barınağa alın’ diyerek müebbet hapsi savunan güruh yine meydanda…

Evlerimize kapandığımız o sayılı zamanda yaşadığımız eziyeti ne çabuk unutup başka canlılara bir ömür hapis hayatını reva gördük?

Bunlar da yetmezmiş gibi onlara yine tecavüz etmeye, katletmeye başladık…

Son 1 ay içinde sadece Hatay’da onlarca köpeğin zehirlendiğini, 1 köpeğe tecavüz edildiğini, 1 köpeğin de bıçaklanarak öldürüldüğünü öğrendik.

Biliyoruz, onların canını önemsemiyorsunuz! Size göre sokakta binlerce – on binlerce kedi ve köpek var, sayının bir kaç tane azalmasının bir önemi yok… Dünyada yaşayan 7.5 milyar insandan sadece biri olan ama çok önemli olan sen, insan; senin canının da mı değeri yok? Sokakta masumca dolaşan bir canın ırzına, varlığına ve hayatına kast eden bir tür, senin ırzına, varlığına ve hayatına neden kast etmesin?

Antakya köprü başında barınan köpeklerle ilgili haber yapılıp yok edilmeleri istendi. Defne / Aşağıokçular mahallesinde onlarca köpek zehirlenerek öldürüldü, Samandağ’da bir köpeğe tecavüz edildi, biri de bıçakla öldürüldü ama bunların hiçbiri haber yapılmadı! Çünkü ortadan kaldırılmaları gerektiği düşünülüyor ve bunun neden, nasıl ve hangi hakla yapıldığı hiç önemli değil…

İnsan neslinin tür ayrımcılığı yapan bu faşist tavrı devam ettikçe doğa yıpranmaya, yok olmaya ve beraberinde insan neslini de yok etmeye mahkumdur! Bunu derhal anlamazsak kıyamet de yakındır…

Sokakta yaşayan 3-5 mazlum canı korumaya çalışmak şöyle dursun; bozkırlarda ve dağlarda, meralarda ve ovalarda yaşayan yaban hayvanlarının sırf para uğruna katledilmelerini meşrulaştıran düzenlemeler getirilmeye çalışılıyor… Bu durum sadece hayvanların değil insanların da hayatını da tehdit ediyor zira bireysel silahlanmanın artışı ile insanlara yönelik silahlı saldırı olayları da artıyor!

Tüm canlıların hayatı anayasal hak olarak ilgili maddede yer almalı ve hayvanlara yönelik her saldırı bir an önce Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanarak ağır cezalar getirilmelidir. Türü / cinsi / sınıfı ne olursa olsun bir canlının ırzına ya da hayatına kast etmek kabahat değil SUÇTUR, hem de bir insanlık suçudur!

Cumhurbaşkanımıza, Yüce Meclis’imize ve İçişleri Bakanımıza olanca gücümüzle sesleniyoruz; lütfen yasayı bir an önce çıkarınız. Sapıkları, katilleri ve yaşam gaspçılarını aramızda istemiyoruz!

Saygılarımızla…

 

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu