Uzun yıllar zabıta müdürü olarak görev yapan Abdulkerim Özalan çocukluk yıllarında yüreğine düşen hat sanatı sevdasına emekli olduktan sonra kendisini adadı.
Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel Türk el sanatlarından biri olan kültür mirası niteliğindeki Hüsn-i Hat sanatıyla çocukluk yıllarında tanışan Abdulkerim Özalan, Hat Sanatını zamanla içinde büyüyen bir sevda olarak nitelendirdi.
Özalan: “Emekli olduktan sonra uzun bir süre eğitim alabilmek için dört bir tarafta hattat ustası aradım ve tesadüfen huzur evinde bir hoca buldum. Oyuncağını bulmuş bir çoçuk gibi sevdim. Ondan bir süre ders aldım. Hat sanatı sevgi, emek ve yetenek işi. Yapamam diye de bir şey yok. Herkes bu tür çalışmalar yapabilir. Yetenek ve sevgi bir araya gelince bu işi öğrenmek kısa süre alıyor. Sadece sevgi ile olunca yeteneğin yerini dolduracak bir çaba lazım. ”diye konuştu.
HAT SANATI BEDENİMİZE İYİ BAKIYOR
Bir eseri üretmeye başladığın da düşüncelerle bağlantısının koptuğunu söyleyen Abdulkerim Usta:” Sadece esere odaklanıyorsunuz. Sanıyorum tüm sanatlarda aynı şey vardır. Kafamız dinleniyor, ruhumuz besleniyor. Hat sanatı insanlara terapi oluyor. Arapça hat sanatının şöyle bir yanı var, okuma bilmeyen bir çocuğa kalemi verip bir çizgi çiz dediğinizde sağdan sola çizer bunun altında kocaman anlamlar gizlidir. Kalp hareketini sağdan sola yapıyor. Sürekli gözler harfleri takip ettiği için harflerde ki estetik kıvrımlar gözü güçlendiriyor. Ellerimiz sürekli hareket halinde olduğu için ise hattatlarda Parkinson hastalığı görünmüyor. Sanat sadece ruhumuzu beslemiyor aynı zamanda bedenimize de iyi bakıyor. “şeklinde konuştu.
HAT SANATI UNUTULUYOR
Halk eğitim merkezlerinde uzun yıllar ders veren Hattat Ustası, Kurşunlu Han’da bulunan ofisinde hat sanatı ile ilgilenen herkese kapısının ve gönlünün her zaman açık olduğunu söyledi.
Hat sanatının unutulmak üzere olduğunu ve Türkiye’de hattat sayısının parmakla gösterilecek kadar azaldığını dile getiren Özalan: “Bu sanata sahip çıkılması gerekiyor. Bana biri gelip bu işi çok seviyorum öğrenmek istiyorum dediği sürece elimden ne gelirse yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim diyerek konuşmalarına son verdi.