Adnan Arslan Hocamız İle Soru-Cevap

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru:Gerekmesi halinde namaz sonunda sehiv secdesini nasıl yapmalıyız?

Cevap:Sehven yani unutarak, yanılarak veya hataen  namazın farzlarından birinde geciktirme olursa veya namazın vaciplerinden birini terk etme veya geciktirme olursa bu noksanlık namaz sonunda iki secde ile o namazı tamam kılar. Buna sehiv secdesi denir. Sehiv secdesi şöyle yapılır;

eğer yalnız namaz kılan ise şehadetten sonra salli / barik’ten önce sağa / sola selam verir, iki secde yapar ve yeniden tahiyyat, salli, barik, rabbena dualarını okur ve tekrar selamla namazını tamamlamış olur.

Eğer imam ise yalnız sağa selam verir ve münferidin (yalnız kılanın ) yaptıklarını yapar. Böylece imamın da cemaatin de namazı tamamlanmış olur.

Namazın vaciplerini kasden terk etmek tahrimen mekruhtur. kasden terk edenin namazı yeniden kılması vacibdir.

Soru:Kurban hisseleri farklı fiyatlarda satın alınabilir mi veya satılabilir mi?

Cevap:Evet, caizdir. Kurban satıcısı bir hisseyi birine 1000₺ ye, başka birine 1100₺ ye hatta bir diğerine 500₺ ye satabilir. Hibe olarak bağış da yapabilir. Ancak hisse sahipleri  kurbana aynı kilo ve gramda ortak olurlar. Örnek; Büyükbaş hayvanın yedide bir hissesini 1000₺, yedide birini 500₺, yedide birini 2000₺, yedide bir hissesini 1500₺ ve bir hisseyi kendisine, iki hisseyi de hibe olarak iki kişiye verse bu caizdir. Ama şuna dikkat etmek gerekir ki bu örnek verdiğimiz kurbanın taksimi yedi eşit hisseye bölünmelidir. Herhangi birine fazla veya eksik hisse verilmez.Yani herbir hissedar kurbanın yedide birine sahip olmalıdır.

Soru:Dilencilik  yapmak caiz midir?

Cevap:Dilenerek geçimini sağlamak dinimizde normal kazanç yollarından sayılmamıştır. Aç kalmayacak şekilde nafaka temin etmek her müslümana farzdır. Az da olsa, helalinden kazanç elde etmeğe gücü yeten veya bir günlük nafakası olan birinin dilencilik yapması ise haramdır. Dilenmek, kulun en son baş vuracağı bir ruhsattır. Zaten Müslümanın karakteri buna müsaade etmez.

Ancak nafaka kazanmaktan tamamen aciz olan birinin dilencilik yapması veya kendisine

zekat, fitre, fidye, sadaka vb. yardım yapanın verdiğini alması caizdir. Bu şekilde aciz olup da başkalarından yardım istemeyip ölen, büyük günah işlemiş olur. Sanki kendisini tehlikeye atmış, intihar etmiş gibi olur ki; bu, dinimizde caiz değildir. Bu gibiler için dilenmek zillet sayılmamıştır. Hayat bize emanettir. Böyle zor durumda olanlara, ölmeyecek kadar kullanmak üzere haramlar  helal kılınmıştır. Bu durumdaki muhtaçları bir kısım müslümanlar yedirmezlerse bütün müslümanlar mesul olur.

Soru: Cenaze  sol tarafına yatırılmışsa ve kabir de tamamen kapatılmışsa  yeniden kabri açmak gerekir mi?

Cevap:Hayır, kabir bundan dolayı açılmaz. Yani ölü yanlışlıkla sol yanı üzerine yatırılmış ve kabri de kapatılmış ise, sağ yanına yatırmak için kabri yeniden açmak mekruhtur.

Hatta cenazenin yüzü kıbleye çevrilmemişse de kabir açılmaz.

Ancak kabrin toprağı henüz atılmadan anlaşılırsa tekrar kabre inilir ve ölü, sünnet üzere kıbleye doğru sağ yanına yatırılıp, yüzü de kıbleye çevirilir.

Zaruret halinde ( otopsi vb. ) kabri açmak caizdir.

Soru:Düğünde eşimin verdiği mehri, araba alması için ona verdim. Geri istiyorum, vermiyor. Bu benim hakkım değil mi?

Cevap:Dinimizde mehir kadının hakkıdır. Mehrin tamamını veya bir kısmını kocasına hibe edebilir. Koca mehri kabz edince (tamamen teslim alınca) geri dönüşü olmaz. Kadının bu hibesinden vazgeçme hakkı yoktur.

Siz eşinize araba alması için mehrinizi borç mu verdiniz yoksa hibe mi ettiniz? Tabi bu ve bunun gibi konuları muallakta (askıda) bırakmamak gerekir. Eğer borç verdiyseniz, eşinizin, istediğiniz zaman borcunu size ödemesi farzdır. Yok hibe ettiyseniz eşiniz vermeyebilir.

Koca da kabul ettikten sonra hibeden dönüş olmaz.

Soru:Nikahım kıyılırken mehir konusu hiç konuşulmadı.

Eşim, bana neye göre mehir vermelidir?

Cevap:Erkeğin evleneceği hanımefendiye mehir vermesini Allah (cc) vacib kılmıştır. Mehir; erkeğin evleneceği eşine vermesi gereken para veya mala denir. Nikahın rükn veya şartlarından değildir. Nikah esnasında kararlaştırılmamış dahi olsa kadının hakkıdır. Nikah akdi gecerlidir.Böyle nikah kıyılıyorken belirlenmeyen mehre “ mehr i misil “ denir. Mehrin en azı on dirhem yani iki kurbanlık koyun bedelidir. En çoğu için sınır yoktur. Çünkü mehir kadın için mali güvencedir. Mehr i misil, kadının baba tarafından akrabalarının mehri ölçü alınarak verilmelidir. Kadının, kız kardeşleri, halaları, hala kızları gibi akranları için tesbit edilen miktar verilir.

Kadın isterse, kendi rızasıyla, mehir hakkının bir kısmından veya tamamından vaz geçebilir.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu