Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru:Düğün salonunda Kur’an okunuyor. İnsanlar ya konuşuyorlar veya bir şeyler yemekle meşguller. Bu ortamda Kur’an okumak uygun mudur?

Cevap:Hayır, uygun değildir. Kur’an-ı Kerim’i okumak sünnet,  dinlemek farz-ı kifâyedir. Okunduğu yerde sükuneti muhafaza etmek gerekir. Allah-u Teala’nın kelamı okunduğunda susup dinlemek gerekir. İnsanlar başka şeylerle meşgulken adab içerisinde dinlenmiyorsa orada Kur’an-ı Kerim’i seslice okumak uygun değildir. Böyle bir ortamda Kur’an’ı dinlemeyenler değil, yüksek sesle okuyanlar günah işlemiş olurlar.

Soru: Bir aile büyüğü ölmeden önce “akrabalardan felan felanla görüşmenizi istemiyorum. Vasiyetim olsun“ şeklinde vasiyet ederse bu vasiyeti tutulur mu?

Cevap:Hayır, bu gibi vasiyetler geçersizdir. Akrabalar arası bağlantıları koparacak ve sıla-i rahimi kesecek olan vasiyetleri yerine getirmek caiz değildir. İslam Dini aile bağlarını kuvvetlendirmeyi ve sıla-i rahimi yerine getirmeyi emreder. Bu gibi konularda dinin emirlerine uyulmalı, geride kalanlara sıkıntı, eziyet verebilecek vasiyetlerde bulunulmamalıdır. Aksi takdirde akrabalar arasında derin yaralar ve kırgınlıklar meydana gelir.

Soru:Camiye girdiğimde imam farzı kıldırmaya başlamıştı, dolayısıyla sünneti kılmadan imama uydum. Ne yapmam gerekir?

Cevap: Hemen imama uyulur ve farz namaz tamamlanır. Sonrasında;

-Sabah namazı ise farz bittikten sonra kılınamamış olan sünnet kılınmaz (Eğer sabah namazını zaruretten kılamaz isek o gün öğlene kadar sünnetiyle, öğleden sonraya kalırsa sadece farzı kaza ederiz),

-Öğle namazı ise önce ilk sünneti kaza edilir sonra son sünneti eda edilir,

-Cuma’nın ilk sünneti de kılınamamışsa farzın peşine kaza edilir,

-İkindi namazı ise kılınmamış olan sünnet kılınmaz,

– Yatsı namazı ise eğer isterse önce ilk sünneti kaza eder sonra son sünnet ve vitir namazı eda eder.

Başlanan nafile oruç bozulursa kazası gerektiği gibi başlanmış olan nafile namazlar da terk edilir ise kazası gereklidir.

Soru:Akşam namazının vaktinin girmesine beş dakika kala ikindi namazı kılınır mı yoksa kazaya mı bırakılır?

Cevap:Evet, kılınır. O günkü ikindi namazını zarurete binaen (keyfi değil) kerahat vakti girmiş olsa bile kılmak caizdir. Hatta bu durumda ikindinin farzının ikinci rekatındayken akşam namazının vakti girse (ezan okunsa) de namaza devam edilir ve bu namaz eda olur, kaza olmaz. Üç kerahat vaktinde, kılınmamış namazların kazası kılınmaz.

Soru:Namazlarda sehiv secdesi nerelerde gerekir?

Cevap:a) Namazın farzlarından biri unutularak geciktirilirse,

  1. b) Namazın vaciplerinden biri unutularak terk edilir veya geciktirilirse, namaz sonunda sehiv secdesi yapılır ve namaz tamamlanmış olur.

Namazın farzlarından birini kasden veya unutarak yapmamak namazı bozar. Namazın iadesi gerekir. Namazın vaciplerinden birini kasden terketmek ise sehiv secdesiyle telafi edilemez. O namazı iade etmek vacibdir.

Soru:Nişanlı kimseler nikahlı gibi davranabilirler mi?

Cevap:Hayır, nikahlı gibi hareket edemezler. Nişan evlenmeye karar vermiş iki kişinin sözleşmesidir. Nikahlı kimseler için caiz olan bir durum nişanlı için caiz olmaz. Nişanlılar, nikah akdi ile ancak birbirlerine helal olurlar. Nikah akdi olmayınca şahıslar birbirlerine yabancıdırlar. Nice nişanlılar nişanı bozmuş, mağduriyetler yaşanmıştır. Bunlar hayatın gerçekleridir.Dini nikah evliliğin bütün sorumluluğunu eşler üzerine yükler ve mesul tutar. Olumsuz bir durumda, erkek boşamadığında kızımız bir başkasıyla evlenemez. Biz resmi nikah kıyılmadan dini nikahı tavsiye etmiyoruz. Bu konuda ebeveynler de mesuldür.

Bundan dolayı nişanlılar konunun ciddiyetini bilmeli ve İslamın yasakladığı şeyleri yapmamalıdırlar.

Soru: Kur’an ayetleri yüklenmiş telefonla tuvalete girilebilir mi?

Cevap: Evet, bu tür telefonlarla tuvalete girmek caizdir.  Telefon bir alettir. Kendisine Kur’an yüklenmiş telefon, mushaf hükmünde değildir.Ama yüzük, kolye vb. üzerinde Allah (cc) ismi gibi mukaddes kelimeler yazılıysa bunlarla tuvalete girmek mekruhtur. Bu tür nesneler şahsın üzerinde  görünür olmayıp bunlarla tuvalete girmek caiz ise de söz konusu nesnelerle  girmemek en uygun olan davranıştır.

Soru : Hipodromdaki at yarışlarından elde edilen kazanç caiz midir?

Cevap : Hayır, caiz değildir.Alın teri, çaba ve gayret olmadan elde edilen hiç bir kazancı dinimiz uygun görmez.Dinimiz meşru sporlara cevaz veriyorken, bunlar üzerinden şansa ve iddiaya (bahis) dayalı toto, loto, ganyan, iddaa vb. oyunlara helal demez. Yani, yarışmaya katılanlardan birinin kazanıp diğerinin kaybedeceği spor müsabakaları vb. oyunlar üzerine kurulan bahis ve elde edilen kazanç haramdır.

Bunlar kumar çeşitlerindendir ve caiz değildir.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu