YIKILAN ŞEHRİMİ BİR BELGESELDE İZLEMEK….

Selda Asker
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Siz hiç doğup büyüdüğünüz, çocukluğunuzun, gençliğinizin geçtiği şehrinizi hayatsınızı altüst eden bir kara gece sonrası yaşanılan tüm acıları içinize çeke çeke izlediniz mi? Herkesin orada yaşamak için gıpta ile baktığı binlerce medeniyete ev sahipliği yapmış, tarih, kültür kenti canım Antakyam , Hatayım 6 Şubat gecesi darmaduman oldu. Tıpkı şu an bizim gibi…

17 Ağustos Marmara depremin yıldönümünde İçel Sanat Kulübünde çok anlamlı bir etkinliğe katıldım. Değerli hocamız Prof. Dr. Sedat Cereci’nin hazırladığı “6 Şubat 4:17 HATAY DEPREM BELGESELİ’ni o kara kıyamet gecesini bir kez daha yaşayarak, gözyaşları içerisinde izledim. Her taşına, her sokağına, Asi Nehrine, havasına, ağacına, tarihine gönül verdiğim, uğruna senelerce çok mücadele ettiğim kadim Antakyamı belgeselde yıkık, virane, enkaz altında, molozlar içinde izlemek İçimi çok acıttı. Bir kez daha hayatım boyunca unutmayacağım o geceyi yaşadım. Yağmur, soğuk, gökgürültüsü sesini bastıran çığlık sesleri, çaresizce ne yapacağımızı bilmeden sağa sola savruluşumuz, o karanlıkta imdat seslerini takip edişimiz ve sonrası… Kıyamet gecesinden geriye kalan sadece acı.

Belgeselde tek tek dostlarım, tanıdıklarım yaşadıkları felaketi anlatıyorlardı. Evladından, torunundan umudunu kesip mezarlarını kazan en azından cenazelerini bulayım deyip aylarca o boş mezar için cenazesini bekleyen bir annenin dramınamı ağlayayım ya da her gün alışveriş yaptığı fırının olduğu apartmanın ilk katlarının çökünce aşağıdaki fırında hala alevleri gören ve sonradan öğrendiğine göre o apartmandakilerin yanan fırına düşüp can verdiğini anlatan arkadaşımızın yaşadıklarına mı ağlayayım yada yıkılan hastanelerin önünde tek tek yakınlarını cenazeler içerisinde teşhis etmeye çalışanlara mı ağlayım…Her birimizin yaşadığı ayrı bir hikaye,dram, hayatımızdan silinmeyecek en derin yara.

Dünyada üç farklı ülkede gösterime giren ve Hatay’ın sesi olan bu belgeseli hazırlayan Sedat hocama çok teşekkür ediyorum. Deprem gerçeğini göz önüne seren çok önemli bir çalışma. Depremin öldürmediğini bizi binaların öldürdüğünü en açık haliyle gözler önüne seren bir belgesel. Bundan sonra umarım Hatay’ı yeniden ayağa kaldıracağız, inşaatları şöyle yapacağız böyle yapacağız diyenler önce bu belgeseli izlesinler. Bizim yaşadığımız acıları bir nebzede olsa içlerinde hissedip ondan sonra gerçekten doğru kararlar alırlar.

Bir şehrin yokoluş belgeselini hazırlayan, Hatay’ın sesini, acısını dünyaya duyuran Prof. Dr. Sedat Cereci hocam emeğinize sağlık.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu