YANDIK Kİ NE YANDIK!

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

 

 

Son 1 ayda önce Samandağ – Antakya hattında, sonra İskenderun-Belen-Arsuz arasında çıkarılan orman yangınlarında azımsanmayacak büyüklükte ormanlık alanımız yandı, mahvoldu… Binlerce ağaç, sayısız kaplumbağa, kuş, sincap, ceylan, kurt ve hatta yerleşim yerlerine ulaşmasıyla kedi ve köpek yandı… Büyük bir alanda, doğanın binlerce yıldır kurduğu kusursuz dengeyi alt üst ettik, ekosistemi mahvettik!

 

Son yangını terör örgütü PKK üstlendi ve zaten eş zamanlı ayrı birçok noktada başlayan yangın bir yandan söndürülürken başka noktalardan yeni yangın ihbarlarının gelmesiyle olayın bir sabotaj olduğu gün gibi ortadaydı… Bu ülkenin bütünlüğüne, kardeşliğine göz dikmiş bir terör örgütünün; bu güzel yurdun nefesi, geleceği olan ormanlarını, doğasını talan etmeye kalkması hiç şaşırtıcı değil elbette! Peki otel, site, maden ocağı yapabilmek için şimdiye kadar yakılan ormanlarımızın sözde vatanseverlerce yakılmış olması gerçeği karşısında ne diyeceğiz? PKK’dan, eylemlerinden bir farkı var mı? Binlerce canlıyı yakmak, insanı yakmakla eşdeğer değil mi zaten? Bu ağaçlar, bu doğa, bu düzen olmadan insanların yaşaması mümkün mü? Her ne sebeple olursa olsun; doğayı talan etme teşebbüsü vatana, dünyaya ihanet değil de nedir? Bu suç sabit iken, yapanların yargılanması neden ‘vatana ihanet’ suçundan yapılmıyor? Bu ihaneti sadece PKK gibi terör örgütleri mi yapıyor? Yazık ki rant odaklarının bu konudaki ihaneti çok daha büyük ve bu durum asla göz ardı edilmemeli, kimseye göz yumulmamalı; insanlığımızın ortak geleceğini tehlikeye atanların gözünün yaşına asla bakılmamalıdır!

 

Tam da bu sebeplerle yanan ormanlık alanlar imara açılmak yerine yeniden ağaçlandırılmalıdır. Yüzlerce yıl boyunca ormanlaşmış, orman vasfı kazanmış bir alan bu vasfını asla kaybetmez! ‘Orman vasfını kaybetmiş’ tanımını sonuna kadar reddediyorum; insan olarak bizler bu konuda herhangi bir çalışma yapmasak bile o alan kendiliğinden yeşerecektir zamanla; yeter ki daha fazla talan etmeyelim! O tanımın doğru şekli de şudur : orman vasfı kaybettirilmiş / talan edilmiş alan… Buna hiçbir suretle izin vermemeliyiz!

 

Yasak elmayı yediğimiz için biz insanlar ceza olarak dünyaya mı gönderildik, yoksa dünya bir günah işledi de biz insanlar dünyanın başına bela edildik; bilemiyorum… Bildiğim tek şey şu ki; yaşayabilmek için dünyaya, doğaya ihtiyacımız var. Doğaya, içinde barındırdığı canlı ve cansız her unsura sahip çıkmak demek, insanlığın geleceğine sahip çıkmak demektir. Unutmayalım ki hiçbir kaynak sonsuz değildir, doğanın dengesi ve gücü de öyle…

 

Kıyamet bir gün zaten kopacak, biz erken çağırmayalım!

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu