Tam 37 yıl önce tarih 26 Nisan 1986, saatler 01.23 u gösterirken Dünya nükleer enerjinin korkunç yüzüyle tanıştı. O günden sonra Çernobil demek ölüm demek oldu… Milyonların kaderini değiştiren, yüzyılın en büyük nükleer felaketlerinden biri olan ÇERNOBİL NÜKLEER KAZASI tarihe NÜKLEER ENERJİ ÖLÜMDÜR diye yazıldı. Radyasyon kendi ülkesinin sınırlarını aştı. Türkiye’nin de dahil olduğu yakın coğrafyaya hastalık getirdi, ölüm getirdi…
Kazanın ardından iki gün içinde, Avrupa’daki radyasyon düzeyindeki çok ciddi artış tespit edildi.. 28 Nisan 1986’da radyoaktif bulutlar İskandinavya’ya ulaştı. Binlerce masum çocuk çeşitli deformasyonlarla dünyaya gözlerini açtı, milyonlarca bebek kanser hücreleriyle doğdu. Ülkemizde de, özellikle Karadeniz Bölgesinde öncelikle tiroid olmak üzere her evde kanser vakası görülmeye başlandı. Karadeniz`de ölümün adi KANSER ve ÇERNOBİL oldu.
Çernobil ve ardından Fukişima’da yaşananlar, Türkiye‘nin Akkuyu‘da açmaya çalıştığı nükleer santral için çok önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır. Yaşanmakta olan nükleer santral kazaları teknolojiden değil insan hatasından ve Fukişima örneğinde yaşandığı gibi deprem, tusinami gibi doğal felaketler sonucu oluşmaktadır. Kaldı ki 6 Şubat’ta yaşadığımız ve şiddetli artçıları hala devam eden Maraş depremi ve yerle bir ettiği 11 İl bunun en büyük uyarısıdır. Bu nedenlerle daha iyi, daha ileri, daha az riskli teknoloji diye bir şey yoktur.
Akkuyu’da temeli atılan ve açılmaya hazırlanan nükleer santral civarında bebekler sakat doğacak, kanser ve lösemi hastalığı yayılacak… Tarım alanları yok edilecek…
Yüzyılın en büyük felaketi Çernobil nükleer santralinin yıl dönümü. Kazadan kaynaklan radyoaktif serpinti kaza anında tam 160 bin km toprağı kirletti. Yayılan radyasyondan yaklaşık 9 milyon kişi etkilendi ve 100 binin üzerinde insan öldü. Kazanın üzerinden tam 37 yıl geçti ve bugün hala ölüm adın Çernobil.
6 Şubat 2023 yüzyılın en büyük deprem felaketi yaşadık. Yaklaşık 13 milyon kişi etkilendi resmi olmayan rakamlara göre 100.000 kişinin üzerinde ölü var Ve önümüzdeki 10yılın, 20 yılın ÇERNOBİL ‘İ olmaya hazırlanan bir HATAY var. Depremden sonra yaşanan felaketten su kaynaklarına tarım arazilerine yaşam alanlarına döktüğünüz molozlarla zehirli asbestlerle Havayı,suyu, toprağı kirletiyorsunuz, bizi önümüzdeki Yıllarda kansere mahkûm ediyorsunuz. Adeta deprem öldürmedi sizi yavaş yavaş biz öldüreceğiz diyorsunuz. Antakya’da KANSER fırtınası esiyor ve kimsenin umurunda değil!
ASBEST EŞİTTİR KANSERDİR! Dere yatakları ve Asi’nin bütün kollarının içine dökülüyor molozlar. önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde burada kanser patlayacak. Bu kadar asbestle toprakları kirletemezsiniz. Buradan elde edilen her şeyin, içilen suyun, solunan havanın içerisinde asbest olacaktır. Bu da eşittir ki önümüzdeki yıllarda bütün deprem bölgelerinde ciddi artış gösteren kanser vakaları ile karşı karşıya kalacağız.
Enkazdan felaket çıkmasın, yeni Çernobiller yaşanmasın..
