KENDİMCE DÜŞÜNCELER EN TEMİZ BENİM… NE İKTİDAR NE MUHALİFİM

Emel Erkan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Bir tek beni bağlayan fikirlerim var, beni bağlayan tek kişilik eylemlerim, beni bağlayan isyanlarım…
Sevinçlerimi paylaşmayı seviyorum ben daha çok, çoğalta çoğalta şölenlere çevirdiğim sevinçlerimi ….
Sıkıntılarımı, karalar bağlatan düşüncelerim ise beynimin içinde dans ediyor, geceden sabaha, dünden bu güne ..
Anlattığım kişiyi de sıkar boğar diye anlatamam sıkıntılarımı, en yakın arkadaşlarım bilirler bu halimi.. Ben daha çok derdi, çileyi, dedikoduyu dinleyen taraf olarak kalabiliyorum; kapasite meselesi  …, çareyi yazmakta buldum, fark ettim ki yazdıkça rahatlıyorum…
Hem kalp kırmıyor, hem düzeni bozmuyorum. (kalp kırışlarım, belki de çok minicik bişi, ama o da yıkımlara sebep olmuyordur sanırım)
Uzun zamandır muhalif olmak nedir bunun üzerine düşünüyorum.
İçinde bulunduğum oluşumlarda da son zamanlarda muhaliflik patlama noktasında, hatta düşük bel pantolon modası bile bu kadar rağbet görmemişti desem abartmış olmam.
Küçük Türkiye özeti gibi trajikomik geldi genel hatları ile mevzuları düşününce… Seçimle gelen seçimle gider, fikrini benimsemiş demokrasiye inanan ve sıkı sıkı sarılan insanlarız. Bu yüzden rahatsızlığımızı açıklayamayacak haldeyiz.
Fakat şöyle de bir durum var her iktidar yanlısının başına gelebileceğinin dipnotunu düşerek yazıyorum; bir süre sonra kendi seçtiğinin muhalifi olabilir insanlar.
Yalnız, muhalif dönemlerde diz döverken, geçmişte yanında durduğunu seçtirmek ve büyütmek adına döş dövmelerini başa kalkmadan yapmalısın muhalifliğini, aksi taktirde insanlar bazı gerçekleri görebilir ve bu da seni küçük duruma düşürür..
Demem o ki şükür hiç siyasi ya da sendikal geçmişim yok, yeni yeni öğreniyorum sendikalleşmeyi, buna rağmen iyinin de kötünün de farkındayım, saklayıp içimde sabretmiyorum ki patlamalarım büyük olmasın. Zaman zaman, her yerde olabilecek hayal kırıklıklarını yaşıyorum elbette bende ve kendime kızıyorum.. “karşındaki insan, peygamber değil ki, neden acaba çok ulvi tavırlar bekliyorsun” diyerek..
Hani hep iktidarı eleştirir haldeyiz ya, ben şu an bir değişiklik yapıp, muhalefeti eleştirmek istiyorum. (bu arada yazım siyasi değildir  aile içi muhalefetlerinden bahsediyormuşum gibi düşünün siz)
Muhalifken peygamber sabrı, anlayışı olanlara inanmayın mesela, siz bir de onları iktidarda görün.. Muhalif olmasının sebebi, kötü gidişata dur demek olduğunu mu sanıyorsunuz? Yoo ne alaka :)) tek kavgalar, mevki makam, statü ve/veya para üzerine.. İktidarsan sıkıntı yok, muhalife düşene dek..
Umduğunu alamayan,(bakın alamayan diyorum.. Bulamayan değil), muhalefete düştüğü an.. Bilin ki yandık! Kıyametler kopar.
 Dün alkışladığının olan olmayan tüm kirli çamaşırlarını döker mesela..
 İktidara yakınken suratına bakmadıklarıyla arkadaş olur, kendince yandaş toplar.
 İktidardakine karşı “sus” dediklerinin hepsine yaklaşıp “sen haklıymışsın” deyip, belki de kabuk tutan yaraları tekrar kanatmaya çalışır ve
 Hatta yaptığı muhalefetin tamamen kendi çıkarları için olduğunu görenleri, ancak buna rağmen kendini tutmaya çalışan dostlarını değiştirip, daha yeni üstüne basacak dostlar edinir.
Oluşumlardaki iktidarlara güvenmiyorum ama kimse kusura bakmasın 2 katı fazla bir inançla muhalefetlere hiç güvenmiyorum.
“kimsenin toplumsal düşünmediği yerde maddi gücüm, özgürlüğüm ve itibarım yerindeyken yalnız çıktım bu yola. Geçmişten hikayelerim, gruplarım olmadan, şimdiye kadar da yalnız devam ettim.. Beklentim olmadı, çünkü cahiliydim mevki makamın..!” Bunu diyenlerle birlikteyim, benim kadar her şeyi gören, güvenmeye, ancak düzelsin diye susup yol alanlarla birlikteyim. Asıl mevkiye makama yakıştırdıklarımdır şu an susanlar, ne iktidar ne muhalif olanlar, çabalayan temiz temiz yol almaya çalışan, kırmızı çizgisi vatan millet olanlarla birlikteyim.
Gerisi mi? İzliyoruz işte, artık kim kimin gözünü oyarsa… Bazı Zamanlar kendi aramızda bahisler kurmuyor değiliz. Bazen bir taraftan yana oluyoruz dost sohbetlerinde, bazen öte taraftan… Ama günün sonunda bizler işini, aldığı sorumluluğu heyecanını kaybetmeden yapan mevki makam statü cahilleriyiz.
İşte bu düstur içinde iktidar olamamış, muhalif olamayacak kadar toplumsal değerlere bağlı bir hizmetkârım. İnandığım davaya verdiğim emeğin yarısını vermeyenlerin kendi hırslarına “he he” demekten yoruluyorum. Sırf iktidardakini seçerken yaptığı alkışı, emeği sayanların hayallerine ulaşmalarına yardım ediyorum sanıyorlar. Belki anlamıyor bilmiyor zannediyor, saf salak kullanılır düzeyde algılıyorlar beni.. Ta ki kendi çıldırma hallerinde onlara gülümsediğimi görünceye kadar…

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu