HİDROPONİK ÇİFTLİK

Selda Asker
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Geçtiğimiz günlerde okuduğum ve benim için çok dikkat çekici olan bir haberi bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum. Tayvan’da 40 metrekarelik hidroponik çiftlik, led ışık altında böcek ilaçları kullanmadan marul yetiştiriyor. Nerde mi? Bir metro istasyonunda…

“Tayvan’da bir metro istasyonunda dikey tarım yapılıyor “ başlığı okuduğum anda gözümün önünde bir film şeridi; dünya nereye gidiyor ve biz Türkiye’de hala neyi tartışıyoruz! 50 yıl bizi geriye götüren bir tık ileriye gitmemize izin vermeyen politikalar mı , ekonomik kriz mi ya da bir tarım ülkesi olarak sebze ve meyvelerin pahalılığını mı, gıda adaletinin olmayışını mı ,eşitsizliği mi, biz nerdeyiz dünya nerede !!
Sürekli küresel ısınmadan, iklim krizinden dolayı değişen tarım yelpazesini, su kaynaklarının hızla azaldığını ve artan dünya nüfusunun gıda kıtlılığıyla karşı karşıya olduğunu söyleyip duruyoruz. Hal böyle iken farklı tarım teknikleri ve üretim anlayışı arayışları başladı. İşte bunlardan bir tanesi olan HİDROPONİK başka bir deyişle topraksız tarım gıda üretimine alternatif olabilir mi?

Hidroponik, toprak kullanmadan su içinde mineral besin çözümleri kullanarak bitki yetiştirme yöntemidir. Ülkemizde de bilinen bir uygulama ama Tayvan’ı farklı kılan tam da bu noktada Tayvan dikey tarım için alışılmadık bir yer seçti, bir yeraltı metro istasyonu. Taipei”deki Nanjing Fuxing istasyonu, hassas bir şekilde kontrol edilen nemi garanti eden teknolojik olarak gelişmiş bir ortamda sebze yetiştiriyor, sıcaklıklar, kirlenmemiş ve sağlıklı bitkileri yetiştirmek için her mekanı değerlendiriyor ve teknolojik olarak gelişmiş bir ortamda sebze yetiştiriyor. Hepimizin en büyük endişesi olan geleneksel tarımda kullanılan pestisitlerin bu yöntemle kullanılmaması sevindirici…

Tayvan’da ki 40 metrekarelik “Metro Fresh” hidroponik çiftliği, pestisitler veya herbisitler olmadan LED aydınlatma altında marul yetiştiriyor. Bitkilerin büyümesine en elverişli olan ışık, sıcaklık ve besin maddeleri gibi faktörleri kontrol etmek için yüksek teknoloji ürünü ekipmanını kullanıyor. Bu çiftlik aynı zamanda ilkokul çocuklarının çevre teknolojileri hakkında bilgi edinmelerini ve farkındalık yaratmalarını sağlayarak eğitimlerine de hizmet ediyor. İstasyonda ayrıca ziyaretçilerin deniz yaşamını deneyimlemelerini sağlayan bir artırılmış gerçeklik (AR) sergisi de bulunuyor.

2050 yılına gelindiğinde, dünya nüfusunun dokuz milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. İnsanların yüzde dokuzu gıda güvensizliği yaşarken dikey tarım, artan nüfusu beslemek için birçok çözümden biri olabilir mi? BM değerlendirmesine göre, dünya topraklarının yüzde 40’ı zaten kötüleşti. İklim değişikliğinin krize dönüştüğününde hepimiz farkındayız. Tarıma elverişli 1 cm. kalınlığında bir toprak tabakası, ortalama olarak 100 ile 1000 yıl arasında oluştuğunu ve oluşması binlerce yıl alan toprağın bizim konuştuğumuz her saniyede milyarlarca santimini yok ettiğimizi düşünürseniz metro istasyonunda domates, dolmalık biber, marul ve brokoli gibi dikey olarak yetiştirilen sebzeleri üreten zihniyete gıpta ettim ve galiba kıskandım da… Neden mi? Çünkü üç tarafı denizlerle çevrili, verimli tarım arazileri, ovaları olan, dört mevsimin yaşandığı ülkemde bizim zihniyetimiz daha çok imar, daha çok tüketim, daha çok enerji harcaması, yeşil yerine beton….! Ne diyim; daha öncede dediğim gibi zeytin yerine maden sebze meyve yerine betonları yiyin. Kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz…

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu