HAMZA EFENDİ BAKLAVALARININ 4 ÖZELLİĞİ VAR

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Hamza Efendi Baklavaları Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan yaptığı basın açıklamasında, “En önemli özelliğimiz ürünlerimizde mısır şurubu kullanmıyoruz,  şeker kullanıyoruz” diyerek yufkamızda katkı maddesi yoktur. Tereyağını ve kaymağını kendi mandıramızda üretiyoruz. Tam olarak Antep fıstığı kullanarak üretimimizi gerçekleştiriyoruz.

Doç. Dr. Çalışkan; “Firmamız yarım asırdır söktörde birinci sınıf üretimle tüketiciye kaliteli ve doğal ürünler ile hizmet vermeye çalışıyor” dedi.

Firmalarının 1979 yılında inşaat mühendisi olan babasının askerde bir yem fabrikasının müdürüyle tanışması sonrasında dönüşte bu fabrikanın bayiliği olarak faaliyetlerine başladığını kaydeden Hamza Efendi Baklavaları Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Firmamız tavukçuluk sektörüne entegre faaliyetlerine devam etmekte ayrıca yan dallara kaymıştır. Halen süt ürünleri, yem, tavuk, yumurta ve basın yayın sektöründe faaliyet göstermektedir. Dört yıldan beri de gıda ürünlerinin bir parçası olarak unlu mamuller birimini devreye aldık. Bu çerçevede Hamza Efendi baklavaları ismiyle faaliyetlerini sürdürmektedir.  Tatlı, unlu mamuller sektörü olarak birinci sınıf Antep Baklavaları konseptinde üretimler gerçekleştirmekteyiz. Baklava, şöbiyet, fıstıklı ve cevizli baklava türleri ayrıca unlu mamulleri çerçevesinde yufka ve mantı da üretilmektedir” dedi.

FISTIKTAKİ ÜRETİM DARALMASI FİYATLARA DA YANSIDI

Baklava sektörünün en önemli sorununun Suriye savaşı olduğunu kaydeden Doç. Dr. Çalışkan, “Bundan dört beş yıl öncesine kadar 30-40 liraya satın alınan Antep fıstık içinin kilosu bugün 200 lirayı aşmış durumda, bu da fahiş derecede maliyetlere yansımaktadır. Suriye savaşı olmasının nedeni şu; dünyada Antep fıstığı üretiminin genel rezervi Gaziantep ile Halep illeri arasındadır. Büyüklerimiz bilir eskiden ülkemizde de Antep fıstığına Şam fıstığı denirdi. Araplar ülkelerinde halen Halep fıstığı olarak bilinir. Ülkemizde de Antep fıstığı denir. Yani Antep fıstığı aynı bölgede üretiliyor. Suriye savaşı ile beraber Halep ve çevresindeki ağaçların yanması ve itlaf edilmesi ile birlikte dünyada fıstık rezervlerinde bir daralma söz konusu oldu. Fıstık ağacı ortalama 15-20 yıl gibi bir süre içerisinde ürün verdiğinden bu açık kapatılamadı.

Başka sebepler olsa da esasen yaşanan sorun budur. Fıstıktaki üretim daralması fiyatlara da yansıdı” diye konuştu.

KALİTESİZ ÜRÜNLERLE VE SAHTE HAMMADDELERLE ÜRETİM YAPILIYOR

Sektörde merdiven altı tabirini hoş bulmadığını ifade eden Doç. Dr. Çalışkan, “ O küçük üreticileri küçümsemeye yönelik bir tabirdir, şık bulmuyorum. Âmâ sağlıklı, kaliteli, hijyenik üretim derseniz tabi o başka bir şeydir. Bununla beraber Avrupa Birliği Üyelik sürecinde ülkemizde Tarım ve Gıda alanında ciddi olarak üreticiye yönelik ablukalar vealan daraltılmaları var. Her geçen gün şartlar zorlanıyor. Mesela bazı ürünlerin naylon poşette satılması söyleniyor. Hâlbuki naylon poşet ürünü bozar, kanserojendir ve daha zararlıdır. Ama her şeyi batıdan aynen ithal etmeye alışkın olduklarından böyle bir sorun ortaya çıkıyor. Bugün sorun esasen kalitesiz ürünlerle ve sahte (tağşiş) hammaddeler ile yapılan üretimlerdir. Örnek olsun diye ifade edeyim (Osmaniye) yer fıstığı öğütülüyor Antep fıstığı aroması ile birlikte karıştırılıp pişiriliyor ve toz fıstık olarak kullanılıyor. Bu ürünü elinize aldığınızda kokusu toz fıstık kokusu rengi ise Antep fıstığı yeşili ama gerçekte birinin kilosu 200 lira diğerinin ki ise belki onda biri böyle bir sorunla karşılaşıyoruz. Yufkanın içerisindeki katkı maddeleri de bir diğer sorun, bunun dışında da tereyağı ve kaymakla ilgili sorunlarda önemli sorunlar. Bu konulara yeterli bir denetim ve kalıcı bir ölçü konmuyor. Örnek olsun diye ifade etmek gerekirse, ülkemizde usul şöyle işliyor; siz sigortalı eleman çalıştırıyorsanız her gün SGK müfettişleri gelir denetim yapar. Aylık bildirgeyi bir gün geç yatırmışsanız ağır cezalar yazarlar. Âmâ sizin sigortalı hiç elemanımız yoksa kimse gelip sormaz. İşte bunu her şeyde yaşıyoruz özetle” açıklamasını yaptı. Baklava üretiminde girdi maliyetlerinin sürekli arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Çalışkan, “Fıstık krizinin köklü çözümü olarak da ülkemizde üretim teşvik edilmelidir. Mesela Suriye’de bu uygulama güzel başarıldı. Savaş öncesinde en fakir bölgelerdeki insanlar topraklarının fıstık ağacı yetiştirmeye elverişli olduğunu öğrenince   fıstık ekimine yöneldi sonra zengin bölge oldular. Biz de ülkemizde üretimi artırmalıyız. Kaliteli baklava tamamen kullanılan hammadde ve işçilikle ilgilidir ne kadar kaliteli ise o kadar sağlıklıdır diyebiliriz. Kısa vadeli çözüm için de fıstık ithalatının önü açılmalı” değerlendirmesini yaptı.

HAMZA EFENDİ BAKLAVASININ ÖZELLİKLERİ

Doç. Dr. Çalışkan, Hamza Efendi baklavasının diğer baklavalardan farkını ise şöyle özetledi: 1- Yufkamızda katkı maddesi yoktur. Helal gıda sertifikasına sahiptir. 2- Tereyağını ve kaymağını kendi mandıramızda üretiyoruz. 3- Tam olarak Antep fıstığı kullanıyoruz. 4- En önemli özelliğimiz de şeker kullanıyoruz, mısır şurubu kullanmıyoruz. Şöyle ki tabiplerin söylediğine göre insanlar mısır şurubu ile üretilen bir ürünü tükettiğinde vücut bunu yabancı madde olarak algılar ve sindirimde zorlanır. Ancak normal şekerle üretilen ürünler tabii olduğu için daha sağlıklıdır. Kaliteli baklavayı anlamanın farklı yöntemleri vardır.“ Hani evlerde tatlılar ve şekerpare yapılır bu tatlılarda 3-4 gün geçtikten sonra şeker alta doğru sızar. Hani bir deyim vardır “bozulan ürün sağlamdır” diye öyle bir durum. İşte bizim tatlılarımızda evlerde yapılan şeker pare ve benzeri tatlılar gibi doğaldır ama raf ömrü kısadır” ifadelerini kullandı.2019 yılında içinde bulunduğumuz kriz sürecinde koydukları hedeflere ulaştıklarını söylemelerinin zor olduğunu dile getiren Doç. Dr. Çalışkan, “Tabi yüksek maliyetli bir ürünü bugünkü ekonomik şartlarda tüketilmesi zor. Daha doğrusu maliyetler çok yüksek, piyasanın belli bir durumu var. Esasen tüketici kitlesi itibarıyla gıdanın diğer alanlarında çoğunlukla orta ve alt gelir grubu insanlara hitap ediyoruz. Haliyle bunun bir yansıması oluyor” dedi.

Doç. Dr. Çalışkan, Tüketiciler Hamza Efendi baklavalarına İnternet sitelerinin üzerinden de hızlı ve kolay bir şekilde ulaşıp alışveriş yapabildiklerini vurgulayarak, “Ürünlerimizi online satış yöntemiyle ülkemizin her noktasına ulaştırıyoruz. Adana, Mersin ve Hatay’da perakende satış noktalarıyla  tüketiciye hizmet verilmektedir” diye konuştu.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu