EVRENSEL BİR MANİFESTO LAZIM

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Merhaba sevgili okuyucu.
Hong Kong’da gündeme gelen şu görüşü dikkatinize sunuyorum: “Normale dönemeyiz, çünkü eski normalimiz sorunun ta kendisiydi!” Bu durumda eski normal olarak adlandırılan durumu iyice masaya yatırmak lazım.
Eskiden dünya nimetlerinin, evrensel zenginliklerin hunharca kullanımı söz konusuydu. Plansızlık, gelir ve adalet eşitsizliği ilk dikkat çeken unsurlardı. En ciddiyetle mağdur ettiğimiz ise kuşkusuz Doğa idi. Şimdi bu durumda insanın insanca yaşamasına olanak veren bu satır başlarının bu denli çiğnendiği eski normale kim dönmek ister?
Para ve sermayenin dünya nüfusunun çok küçük bir diliminde birikmesi, zenginin karun gibi olduğu fakirin ekmek bulamadığı bir sistem söz konusu idi. Sanatın, edebiyatın, kültürün ve bilimin futboldan sonra geldiği bir düzen vardı. Hayal bile edemeyeceğimiz paraları kazanan futbolcuların kendilerine müstakil adalar satın aldığı ama bir ressamın tablosunun sergide alıcı bulamadığı eski sistemde sadece güçlülerin yaşam hakkı vardı.
Ülkeler, insanlar cehalet ile yönetiliyor, din ve dini kurallar başat kılınıyordu. Akılın, bilimin göz ardı edildiği eski sistemde bir din adamının fetvasıyla en kutsal canlılardan biri olan kadın linç ediliyordu. Bırakın azınlık haklarının eşitliğini, marjinal olan, farklı olan ne var ise o tu kaka idi. Etnik farklılıkları olanlar, cinsel tercih farklılıkları yaşayanlar, emekçiler, hayvanlar ve doğa katlediliyordu.
Şimdi ısrarla özlemi duyulan eski normale acaba herkes dönmek istiyor mu?
Bir salgın ile başlayan sorgulama sürecinde yeni yaşam biçimini inşa edecek eski normale dönmeden, yeni normalin kurallarını inşa edecek bir manifestoya ihtiyaç var. Evet, yeni bir insanlık manifestosu tam da bu zamanda kaleme alınmalı ve insanlığın hizmetine sunulmalıdır.
Sekiz milyarı aşkın dünya nüfusunda hiçbir aç ve açıkta insan kalmadan, zengin fakir ayrımı, din, dil, ırk, mezhep, tercih, yönelim, renk, tür ayrışması konmadan tarihi bir eşitlik eşiği yakalanmalıdır. Biraz kapitalizm ve biraz da sosyalizmden beslenen; bugüne kadar felsefenin insanlığa sunduğu birikimi harmanlayan kucaklayıcı ve evrensel bir kucaklaşmaya ihtiyaç var.
Dünya vatandaşlığının inşası şart. Bir virüs ülke ve insan ayrımı yapmaksızın külliyen bizleri etki altına alabiliyor ise; ona karşı küresel ortak bir mücadele yapmak zorunda kalıyor isek; o vakit virüs olmadan da ortaklığımız devam etmelidir.
Bu virüs biz uslanmadan bizi bırakmayacak.
Bu virüs biz uslanmaz ve hatalarımızdan dönmez isek daha büyük artçı felaketlerle yola devam edecek. Ne zaman ki insanlık yeni bir modelde uzlaşır o vakit bizi ödüllendirecek. Bu virüs bugüne kadar yaratılmış olan insanlık sistemini sarsıyor.
Hong Kong’dan yükselen sese ses vermeliyiz. “Eski normalimiz sorunun ta kendisiydi” diyorsak yeni normalimizi düşünmeye başlamalıyız.
Evde kalalım ama bir şeyler yapalım.
Evrensel bir manifestoya kafa yoralım.
Sevgiyle.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu