DİREN AKBELEN

Selda Asker
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

İki seneyi aşkın süredir Muğla, Milas’ta Akbelen Ormanı’nı yok edecek enerji şirketlerinin kömür madeni genişlemesine karşı mücadele eden İkizköylüler bir temmuz sabahı jandarma ve kesim ekipleriyle uyandılar. Abluka altına alınan Akbelen ormanında geleceğini, iklimi, havasını, suyunu, yaşam alanını korumaya çalışanlar sert müdahalelerle karşı karşıyalar. Bir şirketin kömür madenine kurban edilemeyecek kadar kıymetli bir ormanda ağaçlar kesiliyor. Arka arkaya yaşadığımız felaketlerden ders almadığımız ortada. Zeytinliklere, ağaçlara bu düşmanlık neden? İnsan bindiği dalı keser mi? Dondurucu soğuklar, seller, kavurucu sıcaklarla boğuşuyoruz. İklimin değiştiğini artık sokaktaki çocuk bilirken iklim değişikliğini durdurmanın en önemli panzehiri ormanları yok etmek nasıl bir akıl tutulması? Kömür karası için AKBELEN KARABELEN oluyor. Binlerce ağacı kesecek kadar gözü dönmüşlük inanılır gibi değil!…
Bu ormanları sizin holdingleriniz kurmadı. Bir ağacın yetişmesi için senelerce uğraşıyoruz. Bu ülkenin ikliminin, tarımının sürdürülebilirliğinin garantisidir ormanlar. Anayasanın 169 uncu maddesinde, “Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni ormanlar yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir” der. Şimdi soruyorum Ey Devlet Kaz dağlarından sonra Akbelen’de ormanları böylemi gözetiyorsunuz?…. Akbelen’de hukuk, anayasa yok sayılıyor.
Akbelen’de yaşam savunucuları jandarmanın sert müdahalesine, tüm engellemelere rağmen orman katliamını durdurmak için mücadele ediyor. Enerji şirketleri ormandaki kıyımı sürdürürken gözaltına alınan, darp edilen, biber gazı ve tazyikli suya maruz bırakılan İkizköylüler ve yaşam savunucuları haklı mücadelelerinden vazgeçmeyecek. Akbelende ki abluka kaldırılmalı ve ağaç kesim vahşetine son verilmelidir. Bizim yaşayacak başka bir ülkemiz yok.
Şehirsiz kalmanın acısını en iyi bilenlerdenim. Yaşadığımız depremden sonra evi, işyeri, şehri olmayan biri olarak bu ülkede memlekete sahip çıkmanın kıymetini bizler biliriz. Siz iktidarlar, yöneticiler gelip geçicisiniz. Kalıcı olan ülkem ve bizleriz. Bu ülkede daha fazla acıya, çevre katliamına, doğa düşmanlığına , insan eliyle yıkıma tahammülümüz kalmadı. Bırakın sağlıklı bir çevrede ağacımızla, havamızla, suyumuzla, börtü böceğimizle huzur içinde yaşayalım.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu