COP27 BİNDİĞİMİZ CEHENNEM KAYIĞININ YENİ ROTASINI ÇİZEBİLDİ Mİ!!?

Selda Asker
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) Kasım 2021 de İskoçya’nın Glasgow şehrinde yapılmıştı. Geçen bir yıllık süre zarfında konferansın sonuçları çok tartışıldı. Kasım 2022 Taraflar Konferansı COP27 başlamadan kayıp-hasar tazminatı, iklim adaleti, ülkelerin ulusal katkı beyanları, emisyon azaltma vaadlerinin gerçekçi olmaması krize sebep oldu ve bütün bu gerilimler eşliğinde Mısır’da yapılan COP27 Taraflar İklim Zirvesi bitti.

İklim değişikliğini yavaşlatmak , durdurmak adına yapılan müzakerelerde ülkeler kendi Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC) teker teker açıkladılar. Emisyon arttırımından azaltmaya doğru 2050’e ilerlemek isteyen Türkiye’nin beyanı İklim değişikliğini yavaşlatma konusunda çokta gerçekçi olmadı. COP27 de neler konuşuldu, COP26’nın taahhütlerini yerine getirme konusunda kimler ne kadar samimiydi ve kimler değildi, yoksul ülkelerin kayıp zarar tazminatı ne oldu hadi biraz yorumlamaya çalışayım.

Zirve başlar başlamaz COP27’de konuşan BM Genel Sekreteri, “Ayağımız gaz pedalında iklim cehennemine giden bir otoyoldayız” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Mısır’daki COP27 zirvesinin başlangıcında toplanan ülkelere sert bir seçimle karşı karşıya olduklarını söyledi: “Emisyonları azaltmak için şimdi birlikte çalışın veya gelecek nesilleri iklim felaketine mahkum edin…”

Bu kadar sert sözlerden sonra toplantının bitimiyle bindiğimiz cehennem kayığının rotasının yeniden nasıl şekilleneceğini merakla beklemiştim.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Brezilya, Güney Kore, Çin, Katar ve Suudi Arabistan 30 yıl öncesine göre çok daha zengin durumdalar ve inanılmaz yüksek değerlerde seragazı emisyonuna neden oldukları ve ekonomik anlamda zenginleştiklerine önemli bir vurgu yapıldı ve savunmasız ülkeler için oluşturulması tartışılan kayıp ve zarar mekanizması finansmanına katkı vermeleri gerektiği tartışıldı. Elbetteki adı geçen ülkelerde dahil olmak üzere hiçbir ülke bu fona Katkı vermeye çok da gönüllü değiller. Yayımlanan sonuç taslak metninde, zirvedeki en çekişmeli konulardan biri olan, yıkıcı iklim olaylarına maruz kalan gelişmekte olan ülkelere fon sağlamayı hedefleyen “kayıp ve zarar” mekanizması finansmanına dair bir çözüm ortaya koymadı. Kayıp- zarar tazminatı Para konusundaki ısrarlı anlaşmazlıklar iki haftalık görüşmeleri uzatmaya zorladı.

Başka bir önemli konuda ülkelerin fosil yakıt kullanımını ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik kendi ulusal katkı beyanlarını (NDC) açıklamalarıydı. Türkiye emisyonlarını arttırıp daha sonra azaltma yönünde çokta gerçekçi olmayan bir açıklama yaptı. Bu durumda 2053 te emisyon azaltma hedefi var gibi. Hindistan 2070 yılına kadar sıfır emisyona ulaşmak için çok uzun vadeli bir strateji yayınladı. Danimarka, iklim azaltımında öncü ülke olmaya devam ediyor. Şili, bu hedefi uygulamaya yönelik politikalar da dahil olmak üzere 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşma taahhüdünü içeren bir iklim değişikliği çerçeve yasasını bu yıl kabul etti. Sonuç olarak ülkelerin büyük bir çoğunluğu beyanlarında sınıfta kaldılar.

İklim değişikliğini durdurmak için tüm dünya ülkelerinin artık daha stabil ve net çözümleri hayata bir an evvel geçirmesi gerekiyor. Gerçekten bir cehennem kayığındayız ve artık daha fazla savrularak ilerlemeye zamanımız kalmadı. Dünyanın inkarcılara değil düşünenlere ihtiyacı var. Aklın yolu bir , bu cehennemden çıkışın tek bileti fosil yakıt kullanımını durdurmak, sera gazi emisyonlarını azaltmak…. Ya en fazla 1,5 derece ya da kıyamet.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu