Sezon başlarken kurulan kadro için ve yönetim için ağır eleştiriler yöneltmiş, hatta tarihin en kötü kadrosu kuruluyor demiştik.
Bu değerlendirmelerimizi Sergen Yalçın’ın elinde sihirli değnek olmadığı ve bir çok teknik direktöre bedava vereceğiniz almayacağı oyuncu grubuna sahip olduğu için yapmıştık.
Ne yani Oğuzhan’dan bile verim mi alınacaktı ?
“Nasıl yeni sözleşme imzalar” denilen Necip’ten en kritik maçlarda hem de gol ve asist anlamında katkı mı alınacaktı ?
Yanındaki partnerlerin yetersizliğinden ve maaş indirimi meselesi yüzünden mutsuz olan Vida nasıl olacaktı da İbrahimoviçvari goller atacak savunmaya katkı verecekti ?
Geldi geleli köstebek gibi yerin altından kaleye kadar gidip bitiriciliği olmadığı için bişey yapamayan N’kodou’ya bitiricilik mi yüklenecekti ?
Arap yarım adasından gelen Josef burada hayatının en formda günlerini mi geçirecekti ?
Deli misiniz siz Aboubakar’ın ayakta duracak hali yokken nasıl 1.santrafor olarak düşünülecekti ? Larin’i alsan alınmaz satsan satılmaz halinden dolayı asla ilk 18’e bile yazmayacak teknik direktörler varken Sergen, Larin’in içine Thiery Henry mi kaçıracaktı ?
Amatör futbola yeni başlayanlar gibi hareketler yapan N’sakala ve Welinton’dan bahsetmiyorum bile.
Gökhan ve Montero’dan nasıl verim alacaktı ?
Tüm bunların olabilmesi için ya rüyaya yatmak gerekliydi ya da gerçekten teknik direktörün elinde sihirli değnek olması gerekiyordu.
Ve ikinci ihtimal oldu Sergen Yalçın inanılması güç ve Beşiktaş tarihinde eşine az rastlanır bir ucuz kadro ile gol rekoru kırarak ilk yarıyı lider bitirdi. Yönetimin kredisini uzattı. Futbolcuların değerini arttırdı ve umutsuz taraftarın göğsünü gere gere dolaşmasını sağladı. Futbolcuların emekleri eyvallah, katkıları performansları eyvallah ama Beşiktaş’ta ilk yarının değerlendirmesinin özeti SERGEN YALÇIN…
