AH ASİ AHH… KADERİN YA ZEYTİN KARASI YA YOSUN YEŞİLİ

Selda Asker
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

 

Güney Amerika kökenli bir bitki olan sümbülü dünya literatüründe, istilacı su bitkileri arasında en bilinen tür. İstilacı yabancı türler, doğal yaşam alanları dışındaki alanlarla tanıştırılan ve tanıştırıldıkları yaşam alanlarında bulunan doğal biyoçeşitliliği, ekosistem hizmetlerini ya da insan refahını olumsuz yönde etkileyen hayvanlara, bitkilere ya da diğer organizmalara verilen addır. Dünya’da yaklaşık 5 kıta 62 ülkenin uzun yıllardır su sümbülleri istilası ile mücade ediyor. Su sümbülleri iklim değişikliği sonucu açılan yollar ve buzulların erimesi ile beraber çok rahat bir şekilde başka ülkelere geçebiliyorlar. Aynı zaman da su sümbülleri, sert iklim koşulları sebebiyle de bulunduğu iklimden başka ılıman iklimlere çok rahat transfer olabiliyorlar. Son yıllarda yaşadığımız kasırgalar, seller, şiddetli yağmurlar bütün bunlar su sümbüllerinin bulundukları yerden başka bir yere geçebilmesi için elverişli fırsatlar yaratıyor. Bu bitkiler soğukta, kış aylarında üreyemiyorlar, çoğalamıyorlar fakat ılıman mevsimlerde kendisine uygun su yatağı bulduğu ve tatlı su kaynağına yerleştikleri yerlerde yaklaşık 12 günlük bir süre içerisinde nüfuslarının 2 katına çıkabiliyor ve hızla üreyebiliyor. Şu an da Asi Nehrini su sümbülleri kaplamış vaziyette ve suyun yüzeyini kapladığı için de güneş ışınlarının Asi Nehri’nin direkt derinlerine yansımasını engellediği için oksijeni yetersiz kılıyor. Asi nehrinin kendine has canlı türleri var. Asi Nehrine has balıklarımız var ve başka canlı türlerimiz de bulunuyor. Onlar için oksijensiz kalmak ciddi bir tehlikedir. Bu istilacı tür aynı zamanda bir takım zararlı sucul hayvanlarında sivri sinekler gibi, üreyerek çoğalmasını sağlıyor. Bu nedenle su sümbülleri ile mücadele etmek aynı zaman sivri sineklerle mücadele etmek anlamına da geliyor. Peki ne yapılabilir?
Dünya ülkeleri bu konu ile ilgili değişik çözüm yöntemleri denedi. Bu bitkilerden beslenen böcekleri bitkilerin üzerine salarak bitkilerin önüne geçmeye çalışan ülkeler var. Hiç onaylamadığımız kimyasallarla kurtulmaya çalışanlar var. Bizler hiç bir şekilde kimyasallar ve benzeri mücadeleleri onaylamıyoruz. Çünkü bir su kaynağındaki türü yok ederken aynı zaman da çevresel felakete sebep olursunuz. Bunlarla mücadele etmek için bir grup kurulması gerekiyor. Ciddi mücadele için İlimizde multidisiplinel bir oluşum kurulmalı. Asi Nehri gibi sınır çizen uluslararası bir akarsudan bahsediyoruz. Bu akarsuda Devlet Su İşleri,Tarım Müdürlüğü, Ziraat Mühendisleri, Üniversite, ilgili STK’ların ve bir çok kuruluşun bir araya gelerek bununla mücadelenin yöntemini belirlemesi ve beraber mücadele etmesi gerekiyor. Bu konunun uzmanlarının mücadeleyi etkin kılması gerekiyor. Çünkü yayılmacı olan bu türü durdurmak gerçekten bu durumda çok zor. Yağmur’ın başlaması ile beraber su sümbülleri, sürüklenip Samandağ’ın kenarından denize dökülecekler. Bu da ayrı bir tehlike çünkü denize karıştıkları zaman oradaki caretta carettalara, kelonia midaslara zarar vererek orada ki kumulların üzerinde birikecekler ve onların yaşam alanlarına dökülecekler. O nedenle Samandağ kıyılarına ulaşmadan durdurulması gerekiyor. Dünya’nın sorunu istilacı türler. Bugün su sümbülleri yarın başka bir şey olabilir, belki istilacı balık türü olabilir, ya da bir canlı türü olabilir. İklim politikaları tartışılırken, çözüm üretilirken bunların içerisinde mutlaka istilacı türlerin eklenmesi gerekiyor.Çünkü bütün bunların iklim değişikliği sonucu olduğunu biliyoruz ve mücadelede hepsini bitki olarak değerlendirmek zorundayız. Demek ki iklimi korumak hayatı korumakmış…

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu