Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru : Ramazan orucunun hepsine veya teravih namazının hepsine bir niyet yapsak yeterli midir?

Cevap : Ramazan orucuna niyeti kalben yapmak kafidir. Sahura kalkmak da bir niyettir. Dil ile söylemek daha faziletlidir.

Ramazan orucunun her gününe ayrı ayrı niyet etmek farzdır. Yarın ki orucun niyeti, güneşin batmasıyla başlar kaba kuşluğa yani yaklaşık öğlen namazına bir saat kalıncaya kadar devam eder. Tabi ki imsaktan bu vakte kadar yeme-içme vs. olmamalıdır.

Akşam namazı vaktinden önce ve kaba kuşluktan sonra Ramazan orucuna niyet geçerli olmaz. Niyetin en güzeli; “niyet ettim yarınki Ramazan-ı Şerif orucunu tutmaya“ demektir.

Teravih namazına tek niyet yeterlidir. Selamlardan sonra yeme, içme veya konuşma gibi hareketler olmadıkça 20 rekata bir niyet kafidir.Bütün namazlara niyette rekat sayısını söylemek gerekmez.

Soru:Oruçluyken dişlerimizi fırçalayabilir miyiz?

Cevap:Oruçluyken boğazımıza bir şey kaçarsa orucumuz bozulur. Diş fırçasını veya misvağı oruçluyken kullanabiliriz. İster kuru ister ıslak olsunlar, orucu bozmazlar. Yeter ki boğazdan bir şey gitmesin. Diş macunu kullanmak hassasiyet ister. Eğer boğaza macundan her hangi bir parça kaçmazsa oruç bozulmaz. Aksi durumda oruç bozulur. Kasıt olmadığı için günü gününe kazası gerekir. Abdest alırken veya ağızda gargara yaparken hataen boğaza suyun kaçması gibi (keffaret değil kaza gerekir). Bu konuda tavsiyemiz; dişler fırçalanacaksa imsaktan önce ve iftardan sonra macunla fırçalanmalı, oruçlu iken macunsuz fırçalanmalı, boğazdan bir şeyin gitmemesine dikkat edilmelidir.

Soru: Fidye niçin verilir? Miktarı ne kadardır? Kaç kişiye verilir?

Cevap:İhtiyarlıktan veya iyileşme ümidi olmayan bir hastalıktan dolayı tutulamayan orucların ilerde kazası yapılamazsa bedel olarak fidyesi verilir. Eğer oruç tutacak sağlığa kavuşursa fidye vermiş olsa bile orucu tutması farzdır. Bu durumda verdiği fidye ise sadaka olur. Kişi fidye vermeden vefat ederse bıraktığı mirastan borçlar çıktıktan sonra geriye kalanın üçte biriyle ödenir. Yetmezse varislerin insafına kalmıştır. Fidyeyi verip vermemekde serbesttirler. Bu gibi işleri ölüm sonrasına bırakmamak gerekir. Ölüm her an gelebilir. Bu konuda vasiyet etmek iyi olur.Bir fidye bir fitre miktarıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bulunan Din İşleri Yüksek Kurulu titiz bir çalışmayla, her yıl fitre miktarını tesbit eder. Fidye bir kişiye de birden fazla kişiyede verilebilir. Fidye, kendilerine zekat verilen fakirlere verilir.

Soru:Sünnet namaz kılıyordum, cemaat farza başladı. Benim sünneti bozmam gerekir mi?

Cevap:Başlamış olduğunuz nafile namazın (Farzın önünde veya arkasında kıldığımız sünnetlere de nafile denir.) başında iseniz iki rekatını tamamlar, selam verir, cemaate yetişir ve farzı cemaatle kılarsınız. Eğer bu bozduğunuz öğlen namazının ilk sünneti ise farzı kıldıktan sonra bu dört rekat sünneti kaza edersiniz. İkindi ve yatsının sünnetleri gayr-i müekked sünnet olduğu için iki rekat + iki rekat namazlardır. Ve ikindinin farzından sonra nafile namaz için kerahet vakti olduğundan iki rekat daha kılınmaz. Kılınan namaz yatsının sünneti ise kılamadığı ilk iki rekatını dilerse farzdan sonra kılabilir.

Eğer kıldığı dört rekatlı sünnetin üçüncü rekatına kalkmış ise kişi artık namazını bozmaz, dört rekata tamamlar.

Sabah namazının sünnetinde ise  tahiyyatta bile olsa farza yetişeceğine kanaat getiren kişi, gerekirse subhanekeyi ve bazı sünnetleri terk eder ama iki rekat sünneti tamamlar. Çünkü sabah namazının sünnetine vacib diyen alimler de vardır.

Sünneti kılarsa farza yetişemeyeceğine kanaat getiren ise artık sünneti terk eder ve imama uyarak farza başlar. Ve farzdan sonra da sünneti kaza etmez.

Soru: Uçak yolculuğunda Kıbleye dönmeden Namazı kılabilir miyim?

Cevap: Uçak veya otobüs yolculuğunda Namazı kazaya bırakmaktansa, yolculuğa abdestli çıkmak ve Namazı imayla kılmak gerekir. ( Zaruret halinde namazların cem’i caizdir. Konuya daha sonra değineceğiz. ) Kıbleye dönmek terk edilir.

Secde yapamayan hastalar da imayla Namazı kılarlar.İmayla namaz baş ile namaz demektir. Göz ve kalp ile değil. Başımızı biraz eğeriz rüku, biraz fazla eğeriz secde olur. Secdeyi rükudan biraz fazla yapmazsak namaz sahih olmaz.

Ama Namazı kazaya bırakmayız. Dinimiz kolaylık dinidir. Namazı imayla kıldıktan sonra uçak inse, otobüs mola verse ( vakit geçmemişse bile) imayla kıldığımız Namaz geçerlidir.

Soru: Arsam ve evim var zekatını  verecek miyim?

Cevap:Ticaret için olan gayr-i menkullerin (taşınmaz malların) kesinlikle zekatını vermek farzdır. Yani arsa, ev, dükkan gibi ticareti yapılan malların zekatını vermek farzdır.

Burada niyet çok önemlidir. Arsayı niçin aldık? Ticaret için mi? Kar etsin satacağım, niyetiyle mi? Bu ve benzeri hallerde zekat gerekir.

Yoksa arsamın üzerine ilerde ev, dükkan yaparım veya yaptırırım veya çocuklarım değerlendirir niyetiyle alırsa zekat gerekmez. Çünkü niyetimiz ticaret değildir.

Ayrıca; Bir kimsenin üç dairesi olsa zekat vermesi gerekir mi?

Eğer bu kişi ev alıp-satan emlakçı ise varsa bir yıllık borcunu düşer ve her dairenin zekatını verir. Emlakçı değilse ve kira geliri de nisaba ulaşırsa (80.18 gr. altın karşılığı) ve üzerinden de bir yıl geçince, onun zekatını verir. Daireler boş ve atıl halde iseler zekat gerekmez.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu