Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru:Cuma namazına tahiyyatta yetişenin cuma namazı tamam olur mu?
Cevap: Evet, olur. Dış ezan okununca alış-verişle veya başka şeylerle meşgul olmayıp hemen Cuma’ya gitmek vaciptir. Hatta camiye erken gidip Kehf Suresini okumak veya okuyandan dinlemek menduptur.Cuma namazının teşehhüdünde veya sehiv secdesinde imama yetişen Cuma namazına yetişmiş sayılır. İmam sola selam verdikten sonra tahiyyatta imama yetişen hemen ayağa kalkar, Cuma namazını tek başına iki rekat olarak kılar.
Cumanın farzına yetişemeyen Öğlen namazını kılar.

Soru: Sabah namazının farzının ikinci rekatındayken güneş doğsa namaz bozulur mu?
Cevap: Evet. Namaz bozulur.Kerahat vakti çıktıktan (güneş doğduktan kırkbeş dakika) sonra o günkü sabah namazı, öğlen namazına yaklaşık yirmi ile kırk dakika arası kalıncaya kadar sünnetiyle beraber kaza edilir. Diğer namazları kılıyorken yeni namaz vakti girince o namaza devam edilir ve eda sayılır. Örnek; o günkü ikindiyi kılınca akşam vakti girse bir rekatı da akşam namazının vaktine geçse ve dört rekat tamamlansa bu ikindi namazı edadır. Kaza değil.Sabah namazı hariç dört vakti takib eden vakit kamil vakittir. Ama sabah güneş doğduktan öğlene kadar mühmel (içinde farz namaz olmayan) vakittir.
Vakitleri tesbitte Diyanet Takvimini takip etmeliyiz.

Soru:Namazda başörtüm açılırsa namazım bozulur mu?
Cevap:Bir rükün miktarı açılırsa namaz bozulur. Bir rükün miktarı üç defa “Sübhanallah“ diyecek kadar bir zaman geçmesidir.Örtünmesi farz olan (setr-i avret) azalardan dörtte birinden az olan açılmalar, namazı bozmaz. Dörtte birinden fazla olan açılmalar namazı bozar.Namazda iken avret yerinin örtüsü açılsa ve hiç beklemeden açılan yer kapatılsa namaz bozulmaz. Bir rükün miktarı bekledikten sonra kapatılsa, namaz bozulmuş olur.
Avret mahallinden açılan kısmın tekrar örtünmesi bir elle olmalıdır. İki elle yapılan hareketler amel-i kesire girer ve namazı bozar.

Soru:Çok sevdiğim, yakın dostum İstanbul’da salgın hastalıktan dolayı vefat etti. Ben Erzurum’da yaşıyorum. İçinde bulunduğumuz hassas dönem nedeniyle cenaze namazına katılamadım. Erzurum’da gıyaben cenaze namazı kılabilir miyim?
Cevap:Cenaze namazı farz-ı kifayedir. Hazır bulunan cenaze için kılınır. Ancak Şafii alimlerimiz (Allah onlardan razı olsun) gıyaben cenaze namazı kılmayı caiz görmüşlerdir.
Salgın hastalık döneminde zaruret vardır. Yani cenaze hazır bulunmasa da; bulunduğunuz yerden, gıyaben, abdestli ve kıbleye dönerek cenaze namazını kılmanız caizdir.

Soru : Biz hanımlar anne, baba veya akrabalarımızın kabirlerini ziyaret etmek için mezarlığa gidebilir miyiz?
Cevap : Evet, kadına da, erkeğe de kabir ziyareti caizdir. İslamın ilk dönemlerinde, kabir ziyaretinde, cahiliyye dönemine ait yanlış anlayışların/uygulamaların devam ettiği görülünce Hz. Peygamber ( sav ) bu ziyaretleri erkeğe de kadına da yasaklamıştır. Ama daha sonra ayırım yapmadan, kabirleri ziyaret etmemizi; ölümü, ahireti hatırlamamızı ve özellikle ibret almamızı istemiştir.
Kabirleri ziyaret etmemizin mahzuru yoktur ancak İslami hassasiyetlerimize dikkat edelim. Ziyaretlerimizin ziyaret edene de fayda vermesi gerekir.

Soru: Namaz esnasında gözler nereye bakmalıdır?
Cevap: Gözler; kıyamda iken secde yerine, rükuda iken ayakların üstüne, Tahiyyatta iken dizlerine, secdede iken burnun iki yanına bakar. Sağa selam verince sağ omuza, sola selam verince sol omuza bakılır. Bunlar Adabdandır. Terki namazı bozmaz ve sehiv secdesi gerektirmez. Namaz tamamdır. Başka yerlere bakmak, gözleri yukarı dikmek mekruhtur. Gözlerini kapayarak daha huşuyla namazı kıldığını söyleyenin böyle yapması caizdir.
Kabe-i Muazzama’nın yanında namaz kılan kişinin Kabe’ye değil secde yerine bakması doğru olanıdır.

Soru:Vefat eden babamdan dolayı anneme ve bazı kardeşlerime devlet maaş bağladı ama bazılarımıza bağlamadı. Kardeşlerimiz varisler olarak maaşlarını bizimle paylaşmalı değiller mi?
Cevap:Babanın vefatından dolayı tahakkuk eden maaş mirasa mahal ( konu ) değildir, şahsidir.Devlet maaş bağlayacağı yerleri mevzuatla kayıtlamış ve tadad etmiştir. Devlet, memuruna veya başka bir işte çalıştırdığı kimselere maaş verdiği gibi, çalıştırmadığı kimselere de maaş bağlayabilir.Kanun kime hak tanımışsa onlar maaşı alırlar. Bundan dolayı maaş bağlanmayan kardeşler hukuken olduğu gibi, diyaneten de vefat eden babadan dolayı anneye ve bazı kardeşlere bağlanmış olan maaşa hak sahibi olmazlar.

Soru : Eli bilekten alçıda olan özürlü birisi imamlık yapabilir mi?
Cevap : Fıkhi bir tabir olarak ibadette sahibi özür; devamlı burundan kan akıntısı, devamlı idrar kaçırma, devamlı yellenme, yaranın sürekli akması vb. bir bedeni özrün tam bir namaz vakti, abdest alıp namaz kılacak kadar bile olsa kesilmeden devam etmesi ve bu durumun, takip eden her namaz vaktinde en az bir defa da olsa tekrarlanmasıdır. Bu şekilde özürlü olan bir kişi beş vakit namaz için her bir vakitte ayrı ayrı abdest almalıdır. Bu kimse aynı zamanda sağlıklı kişilerden oluşan cemaate de imamlık yapamaz.

Fakat herhangi bir uzvunda alçı, sargı, v.b. bir durumu olan kimse ise fıkıhtaki sahibi özür gibi değildir. Alçılı kimse alçılı olan uzvun üzerini mesh ederek aldığı abdest ile ( bozulmadıkca ) birden fazla vakit namazı kılabileceği gibi cemaate de imamlık yapması caizdir.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu