Soru:Cuma namazının sonunda kılınan iki rekat vaktin son sünnetini kılmak gerekir mi? Delili var mıdır?
Cevap:Evet, farzdan önce ve sonra kılınan namazlara “Cuma’nın sünneti”diye niyet ederken son iki rekat için de; “ niyet ettim vaktin son sünnetini kılmaya “ diye niyet ederek kılarız. Bu “Haleb-i Sağir” isimli eserin “ Nevafil “ bahsinde geçmektedir.Ebu Yusuf ( ra. ) göre de bu iki rekat kılınır. Dayanağı da Hz. Ali ( kv. )’den gelen bir rivayettir.
Soru: Cuma günleri vefat etmiş bulunan annem ve babam için Yasin Suresini okuyorum. Doğru yapıyor muyum?
Cevap:Evet, caizdir. Vefat eden birinin yerine vekaleten hac yapmak nasıl caiz ise okuması ibadet olan Kur’an-ı Kerim’i tilavet edince meydana gelen sevabı anne ve babaya bağışlamak da caizdir.Tabi ki Kur’an-ı Kerim okunsun, anlaşılsın, hayata tatbik edilsin diye indirilmiştir. Aynı zamanda okumakta sevaptır.Ancak cuma gece ve günleri sünnet olan Kehf Suresini okumaktır. Peygamber Efendimizin kendisi fiili olarak cuma günleri Kehf Suresini okurdu ve kavli olarak da bu sureyi okumamızı buyurmuşlardır. Yasin Suresi okunmasın, denilemez ama tavsiye edilen Kehf Suresini okumaktır.
Soru:Bir camide cemaat farzı kıldıktan sonra ikinci kez cemaat yapılır mı? İkinci cemaatin kamet getirmesi gerekli midir?
Cevap:Cemaatle beş vakit namaz kılınan camide namaz kılındıktan sonra aynı mihrapta ezanla, kametle ikinci cemaatin namaz kılması mekruhtur. Ancak caminin mihrabından başka yerinde; ezan ve kamet okumadan 2.,3.,4.,… cemaatle veya tek başına namaz kılmak caizdir.Ancak caminin son cemaat yerinde, tesislerde, kırlarda vb.yerlerde oluşan her cemaatte kamet getirmek sünnettir.
Soru:Namazda gülmek namazı ve abdesti bozar mı?
Cevap:İbadetlerde ve özellikle namazda aslolan ciddi, samimi ve ihlaslı olmak, Rabbimizin huzurunda huşuyla namazı kılmaktır. Ve kulun, Allah’a (cc) en yakın olduğu secdede, yani alnını ayakları hizasına koyduğu anda huzuru tatmasıdır.Ama namaz içinde istemeyerek te olsa gülme olursa ;
– Tebessümle gülen yani güldüğünü kendisi bile işitmeyenin namazı da, abdesti de bozulmaz.
– Eğer yanındakiler değil de kendisi duyacak kadar güldüyse, namazı bozulur ama abdesti bozulmaz. Namazını yeniden kılması gerekir.
– Eğer namaz içinde gülmesi yüksek sesle olur ve yanındakiler de işitirse hem namazı ve hem de abdesti bozulur. Yeniden abdestini alır ve namazını iade eder.
Soru: Akşam namazının 3. rekatında imama yetişen nasıl tamamlamalıdır?
Cevap: Akşam namazının son rekatını imamla birlikte kılan kimse, imam selam verdikten sonra ayağa kalkar. 1. rekatı , Sübhaneke, eûzü besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur’an-ı Kerim okur. Rükû ve secdelerden sonra oturur ve yalnız Tahiyyat’ı okur. Sonra “Allahu ekber” diyerek ayağa kalkar, 2. rekatı yalnız besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur’an-ı Kerim okuyarak rükû ve secdeleri yapar. Sonra son oturuş yaparak selâm ile namazdan çıkar
Soru:Bir kimse kıldığı namazı hem kaza, hem de sünnet niyetiyle kılabilir mi?
Cevap:Hayır, kılamaz. Bir namazda hem kaza hem sünnete beraber niyet edilmez. Kılınacak namaza kesin karar vermek gerekir. Böyle niyet edilerek kılınan namaz kaza namazı olur. Sünneti de ayrıca kılmak sünnettir. Her namazın niyetini ayrı ayrı yapmak gerekir.
Soru: “Eşim bu hastalıktan iyileşirse Ankara’nın fakirlerine dağıtmak üzere bir koçu kurban kesip dağıtmayı adıyorum.” diye adak adadım. Eşim, Elhamdulillah iyileşti. Ama biz şimdi Bursa’da yaşıyoruz. Adağımı koyun olarak Bursa’da kessem ve buranın fakirlerine dağıtsam olur mu?
Cevap: Evet, caizdir. Adak, insanın bir musibetten kurtulması veya bir nimete nail olması üzerine, kendisine vacip olmadığı halde bir ibadeti yerine getirmek için Allah’a (cc) söz vermesidir. Adanan şey olursa o zaman kul Allah’a verdiği sözü yerine getirmelidir. Bu, şartlar uygunsa yerine getirilir. Uygun değilse şehirlerin, kişilerin farklı olmasının dinimiz açısından bağlayıcılığı yoktur. Hatta adanan kurban küçükbaş hayvansa koç yerine koyun veya keçi kesilebileceği gibi, büyükbaş kurbana da hisse olarak girilebilir. Ancak büyükbaş hayvan kurban olarak adanmış ise yerine küçükbaş hayvan kurban etmek caiz değildir.
Soru: Camii, minare, Kur’an kursu, yol, okul, yurt vb. yapılması için zekat verilebilir mi ?
Cevap: Hayır, verilmez. Bu ve benzeri yerlere zekat niyetiyle verilen mal zekat yerine geçmez. Zekat müslüman, fakir insanın hakkıdır. Zekatta temlik yani fakirin, verilen zekat malına tam sahip olması şarttır. Verilen zekat, fakirin mülküne geçmediği sürece zekat verilmiş sayılmaz. Onun için iyi araştırıp, takipçisi olmak lazımdır.Zekat ya bizzat şahsa teslim edilmeli veya vekil aracılığıyla (vekile güvenmek şartıyla) yerine ulaştırılmalıdır.Yurt binasına zekat verilmez ama orada barınan öğrencilere verilebilir. Bazı vakıf ve derneklerin zekat hesabı açarak fakirlere dağıtmak üzere zekat toplamaları caizdir. Fakirlere ulaştırmaları için güvenilir olan dernek ve vakıflara zekatımızı verebiliriz.
Soru: Ayaklarımdaki rahatsızlığımdan dolayı doktorum varis çorabı giymemi söyledi. Bu çorabı çıkarmamam gerekiyor. Nasıl abdest alacağım?
Cevap:Eğer doktor, kişiye varis çorabı giymesini ve çıkarmaması gerektiğini söyledi ise bu tedaviyi dikkatle uygulamak gerekir.Abdest gerekince, alçıda ve bez sargıda olduğu gibi varis çorabı üzerine mesh etmek caizdir. Varis çorabının üzerine her abdest almada bir defa mesh edilir. Yalnız ayaklarımızdan görünen kısımlarının yıkanması farzdır.Bu çorapları abdestli – abdestsiz giymek farketmez. Mesh ile o uzuv hükmen yıkanmış sayılır.Eğer varis çorabının çıkarılmaması gerekiyorsa boy abdestinde de üzerine mesh etmek caizdir.Varis çorabı, alçı veya bez sargı üzerine mesh eden birisi sahibi özür gibi her vakit abdest almaz. O meshle birden fazla vakit namazı kılabilir ve kıldırabilir.