Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru: Komşumun evinde internet (Wi-Fi) var. Şifresini alıp, komşumun internetini kendi evimden kullanmam caiz midir?

Cevap: Hayır, caiz değildir. İnternet servisi sağlayan şirketin sözleşmesinde ev dışındaki başka kişi, daire ve kurumlarla paylaşıma müsaade edilmemektedir. Bundan dolayı evine internet bağlatan kimsenin şifreyi komşu daireye vermesi de, komşusunun şifreyi alıp kullanması da caiz değildir. Bu tür ihlaller ile sözleşmenin kapsamı dışına çıkmak uygun değildir. Yine sözleşme gereği internet sözleşmesinin yapıldığı mekanda bulunan (hane halkı ve misafirleri) herkes interneti kullanabilir. Hakkı olmayan bir şeyin iyiliği olmaz. Kullanan için de kullandıran için de helal değildir.

 

Soru: Doktorlar bebeğimin sakat olarak dünyaya geleceğini söylüyorlar. Kürtaj yaptırabilir miyim?

Cevap :Gebeliğin sürmesi, doktorların kararıyla, annenin hayati tehlikesinin olabileceğini ortaya koyuyor ise bebeğin alınması caizdir. Hatta anneyi kurtarmak için bu gereklidir.Bunun dışında kürtaj asla caiz değildir. Allah(cc) biz kullarını bu dünyaya imtihan gayesiyle göndermiştir. Doğacak çocuk engelli de olsa onun da hayat hakkı vardır. Belki de bu çocuk anne-babasının cenneti kazanma vesilesi olacaktır. Kaldı ki bir çocuğun hayırlı evlat olup-olmamasının engelli veya sağlıklı olmasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Engelli bir çocuk sağlıklı bir çocuktan daha hayırlı bir evlat olabilir.

 

Soru:Otelde namaz kıldım. Bittikten sonra kıbleye doğru kılmadığımı anladım? Namazım oldu mu ?

Cevap:Kıble araştırması yaptıktan sonra kıldıysanız namazın iadesi / tekrarı gerekmez. Ama cami dışındaki otel, ev vb. yerlerde kıble araştırması ve incelemesi yapmadan namaz kılındıysa ve namaz bittikten sonra kıble tarafına kılınmadığı anlaşıldıysa namazın iadesi / tekrarı gerekir.  Bu durumda farz namazı yeniden kılmak farzdır.

 

Soru:İş yerimde namaz kılmama izin vermiyorlar. İmayla kılsam veya kazaya bıraksam olur mu?

Cevap:İmayla namaz kılma baş ile namaz kılma demektir. Bu da secde yapamayacak kadar hasta veya yere inip secdeyle namaz kılamayacak şekilde yolcu olanlar için geçerlidir.Bu haller dışında, sağlıklı birinin imayla namaz kılması caiz değildir.Kazaya bırakmaya gelince; müslüman normal şartlarda namazını kazaya bırakmaz. İş yerleri çalışanların inançlarına göre ibadet yapmalarına yardımcı olmalıdır. Çalışan da bu izni kötüye kullanmamalıdır. Gerekirse farzları kılıp, işine dönmeli veya dinlenme vakitlerinde kılmalıdır.

İş veren, kişinin namaz kılmasına kesinlikle müsaade etmiyorsa başka iş araştırır. Bu arada ailenin nafakasını temin etmek mecburiyetinde ve başka çaresi de yoksa işine devam eder ama namazlarını kazaya bırakmaktansa zaruretten dolayı (keyfi değil) cem ederek kılar. (Tabi namazı cem ile kılmanın şartlarını öğrenmek gerekir. Bu konuya inşaallah değineceğiz.)

 

Soru : İmam cemaate öğlen namazını kıldırıyorken ikinci rekatın secdesinde yetiştim. Ayağa kalkmalarını beklemeli miyim? İmama nerde uymalıyım? Namazı nasıl tamamlamalıyım? Sehiv secdesi gerekir mi?

Cevap : İmam hangi rükündeyse niyet ve iftitah tekbirinden sonra imama uyarsınız. Size, ilk rekatı kaçırdığınız için mesbuk (rekat kaçıran) denir. Niyetten sonra ayakta namaza başlama tekbiri alırsınız ki bu tekbiri ayakta almak şarttır. Sonra imam secdede olduğu için siz de tekbir getirip secdeye varırsınız. Rükusunda yetişemediğiniz için 2. rekatı da kaçırmış olursunuz.

Bundan sonra 3. ve 4. rekatı imamla kılar, son oturuşta imam soluna “Es selamu…”  deyince ilk iki rekatı kılmak için ayağa kalkarsınız. Sübhaneke, Euzü-Besmele, Fatiha ve ilave bir sure okur, rükû secde ile kaçırdığınız 1. rekatı kılarsınız. Sonra kalkar, Besmele-Fatiha ve Zamm-ı Sure okur kaçırdığınız 2. rekatı da tamamlar, son kadeyi yaparak selam verirsiniz. Sehiv secdesi yapmazsınız.

 

Soru: Namazda gülmek namazı ve abdesti bozar mı?

Cevap:İbadetlerde ve özellikle namazda aslolan ciddi, samimi ve ihlaslı olmak, Rabbimizin huzurunda huşuyla namazı kılmaktır. Ve kulun, Allah’a (cc) en yakın olduğu secdede, yani alnını ayakları hizasına koyduğu anda huzuru tatmasıdır.

Ama namaz içinde istemeyerek te olsa gülme olursa ;

– Tebessümle gülen yani güldüğünü kendisi bile işitmeyenin namazı da, abdesti de bozulmaz.

– Eğer yanındakiler değil de kendisi duyacak kadar güldüyse, namazı bozulur ama abdesti bozulmaz. Namazını yeniden kılması gerekir.

-Eğer namaz içinde gülmesi yüksek sesle olur ve yanındakiler de işitirse hem namazı ve hem de abdesti bozulur. Yeniden abdestini alır ve namazını iade eder.

 

Soru:Hapishanedeki mahkumlara cuma namazı farz mıdır?

Cevap:Hayır, farz değildir. Cezaevindeki mahkumlar cuma namazından sorumlu değildirler. Ancak cezaevinde olanlar beş vakit namazdan mesul oldukları gibi cuma namazı kılınamıyorsa mutlaka öğlen namazını kılmaları farzdır.Ayrıca, hapishanede cuma namazı kılmak imkanı varsa kılınabilir. Hatta imamlık yapabilecek bir mahkum da namazı kıldırabilir.

 

Soru:Cuma akşamları Yasin suresini okuyorum. Diyorlar ki; bu sevap olmaz ve kimseye bağışlayamazsın. Bu doğru mudur?

 

Cevap:Hayır, doğru değil. Tabiki Kur’an-ı Kerim, okuyalım, anlayalım ve hayatımızda gereklerini yerine getirelim diye inmiştir. Kur’an bizden kesinlikle Allah’a (cc) ve O’nun Resulü olan Muhammed Mustafa’ya (sav) itaat etmemizi istemekte, hatta emretmektedir.

 

Okuduğumuzda her harfine 10 sevap verilen Yasin-i Şerif’ten ve diğer surelerden hasıl olan sevabı diriye de, ölüye de bağışlamak caizdir.Yalnız, cuma gecesi ve gündüzü, dinimiz Yasin Suresini değil Kehf Suresini okumayı tavsiye etmektedir. Peygamber Efendimiz Cuma günleri kendisi bizzat bu sureyi okumuş ve bizlere de okumamızı buyurmuştur.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu