Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru: “Eşim bu hastalıktan iyileşirse Ankara’nın fakirlerine dağıtmak üzere bir koçu kurban kesip dağıtmayı adıyorum.” diye adak adadım. Eşim, Elhamdulillah iyileşti. Ama biz şimdi Bursa’da yaşıyoruz. Adağımı koyun olarak Bursa’da kessem ve buranın fakirlerine dağıtsam olur mu?

Cevap: Evet, caizdir. Adak, insanın bir musibetten kurtulması veya bir nimete nail olması üzerine, kendisine vacip olmadığı halde bir ibadeti yerine getirmek için Allah’a (cc) söz vermesidir. Adanan şey olursa o zaman kul Allah’a verdiği sözü yerine getirmelidir. Bu, şartlar uygunsa yerine getirilir. Uygun değilse şehirlerin, kişilerin farklı olmasının dinimiz açısından bağlayıcılığı yoktur. Hatta adanan kurban küçükbaş hayvansa koç yerine koyun veya keçi kesilebileceği gibi, büyükbaş kurbana da hisse olarak girilebilir. Ancak büyükbaş hayvan kurban olarak adanmış ise yerine küçükbaş hayvan kurban etmek caiz değildir.

Soru:  Bir camiide vakit namazı kılındıktan sonra aynı vakit namazını kılmak üzere sonradan gelenler aynı camiide cemaat olarak kılmak isterlerse kamet getirmeleri gerekir mi?

Cevap: Hayır, beş vakit namazın kılındığı yerlerde bir sefer kametle namaz kılınmışsa, aynı vaktin farzını sonradan gelenler cemaatle kılacaksa kamet getirmeleri gerekmez. Fakat evde, işyerinde, küçük mescitlerde, tesislerde, camiilerin içinde değil de giriş kısmında vb. yerlerde  cemaatle kılınan her namaz için kamet getirmek sünnettir.

Soru: Akşam namazının 3. rekatında imama yetişen nasıl tamamlamalıdır?

Cevap: Akşam namazının son rekatını imamla birlikte kılan kimse, imam selam verdikten sonra ayağa kalkar. 1. rekatı , Sübhaneke, eûzü besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur’an-ı Kerim okur. Rükû ve secdelerden sonra oturur ve yalnız Tahiyyat’ı okur. Sonra “Allahu ekber” diyerek ayağa kalkar, 2. rekatı yalnız besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur’an-ı Kerim okuyarak rükû ve secdeleri yapar. Sonra son oturuş yaparak selâm ile namazdan çıkar

Soru:Amcamızın oğlu çok zengindir. Akrabalarından ihtiyaç sahibi fakirler var. Ama hep zekatını yabancılara, hatta başka şehirlere gönderiyor. Bu caiz midir?

Cevap:Caizdir, zekatı tamamdır fakat mekruhtur. Dinimiz yakın akrabaları görüp-gözetmeyi emreder.

Zenginlerin zekatlarını verirken, öncelikle yakın akrabalarından başlamaları, tedricen diğer ihtiyaç sahiplerini gözetmeleri sünnete daha uygun olanıdır.

Soru:Bir kimse kıldığı namazı hem kaza, hem de sünnet niyetiyle kılabilir mi?

Cevap:Hayır, kılamaz. Bir namazda hem kaza hem sünnete beraber niyet edilmez. Kılınacak namaza kesin karar vermek gerekir. Böyle niyet edilerek kılınan  namaz kaza namazı olur. Sünneti de ayrıca kılmak sünnettir. Her namazın niyetini ayrı ayrı yapmak gerekir.

Soru:Oruç tutmamızın uygun olmayan günler hangileridir?

Cevap:Yılda beş gün var ki bu günlerde oruç tutmak tahrimen mekruhtur. Ramazan bayramının 1. günü ve Kurban bayramının 4 gününde oruç tutmak yasaktır.

Keffaret orucu bu günlere denk gelirse keffaret bozulur ve yeniden başlamak gerekir.

Sadece Cuma günlerinde nafile oruç tutmak tenzihen mekruhtur. Bir gün öncesiyle veya sonrasıyla beraber tutmak daha iyi olur.

Aynı Cuma günü gibi yalnız Cumartesi veya yalnız Muharrem’in onuncu gününde de nafile oruç tutmak tenzihen mekruhtur. Ama bir gün öncesinden veya sonrasından tutmanın mahzuru yoktur.

Soru: iblis insanların hangi hallerinden hoşlanmaz ve üzülür. ?

   Cevap :  İnsanın Bâzı Davranışları, Şeytânın Feryâd-u Figân Etmesine ve Üzüntüden Zayıf Düşmesine Yol Açmaktadır.

~ Rivâyete Göre Bir Gün Şeytân, Mescîd-i Harâm’ın Bir Köşesinde Bitkin Hâlde Durmuştu. Rasülullah Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz ise Tavâf Etmekteydi. Hazret Tavâfını Tamam Ettiğinde İblisin Solgun ve Bitkin Bir Hâlde Soluklandığını Gördü ve Sordu:

▬ “Ey Mel’ûn! Neden Böyle Zayıf ve Hâlsiz Bir Durumdasın?”

▬ “Senin Ümmetin Beni Bu Hâle Düşürmüş.”

▬ “Ümmetim Sana Ne Yapmış ki?

▬ “Ey Allah’ın Rasülu! Onlarda Birkaç Haslet Var. Ben Onlardan Bu Hasletleri Almak İçin Ne Kadar Çalışsam da Yapamıyorum.”

▬ “Ümmetimin Seni Bu Kadar Üzen Hasletleri Nelerdir?”

▬ 1- “Birincisi; Onların Birbirlerine Selâm Vermeleridir. Selâm Allah’ın İsimlerinden Biridir. Selâm Verenden Hakk Teâlâ Her Türlü Belâ ve Sıkıntıyı Uzaklaştırır. Allah, Selâmın Cevabını Vereni ise Rahmetinin Kapsamına Alır.

2- İkincisi; Birbirleriyle Karşılaştıklarında Toklaşmaları, Musafâha Yapmalarıdır. Bunun da O Kadar Çok Sevâbı Var ki, Onlar Birbirlerinden Ayrılmadan Önce Allah Her İkisini de Bağışlıyor.

 3- Üçüncüsü; Yemeğe Başlarken, “Bismillâh” Demeleridir. Bu Vesileyle Benim O Sofraya Oturmama ve Yemekten Yememe Engel Oluyorlar.

4- Dördüncüsü; Konuştuklarında, “İnşaAllah” Demeleridir. Onlar Böylece Allah’ın Kazâsına Rızâ Gösteriyorlar. Bu Yüzden Ben de Onların İşini Bozamıyorum Zahmetim Boşa Gidiyor.

5- Beşincisi; Sabahtan Akşama Kadar Onları Günâha Çekmek İçin Uğraşıyorum. Akşam Olduğunda Tevbe Ediyorlar ve Zahmetimi Boşa Çıkarıyorlar. Allah Bu Vesileyle Onları Affediyor.

6- Altıncısı; Senin İsmini Duyduklarında Yüksek Sesle Salevât Getirmeleridir. Ben Salevâtın Sevâbını Bildiğim İçin Yanlarından Kaçıyorum. Çünkü O Sevâbı Görmeye Takât ve Tahammülüm Yok.

7- Yedincisi; Senin Ehl-i Beytini Gördüklerinde Onlara Sevgi Göstermeleridir. Bu ise Amellerin En Üstünüdür…”Bunun Üzerine Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Eshâbına Dönerek Şöyle Buyurdu:

▬ “Herkim Bu Yedi Hasletten Birine Sahip Olursa, Cennet Ehlindendir.”

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu