Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru:Babanın kendisine iyi davranmadığından hatta kalbini kırdığından, eziyet ettiğinden dolayı çocuklarından birini mirastan mahrum bırakmak amacıyla evlatlıktan çıkarması caiz midir?

Cevap:Hayır, caiz değildir. Bir kimsenin mirastan mahrum kalma sebepleri farklıdır. Bunun yanında evlatların baba ve anneye iyi davranmamaları, dinin gerekli gördüğü konularda yardımcı olmamaları, onları incitip, kalplerini kırmaları vb. büyük günahtır. Şüphesiz dinimize göre ebeveynin evlatları üzerinde, evlatların da onlar üzerin de hakları vardır. Her Müslüman üzerine düşen görevi yerine getirmek mecburiyetindedir.Anne/babanın bu sebeplerden dolayı çocuklarını evlatlıktan çıkarmaları ve mirastan mahrum bırakmaları caiz değildir. Bundan dolayı bir kimsenin böyle davranan bir çocuğu için; “vasiyetim olsun, şu çocuğuma, bıraktığım mirastan vermenizi istemiyorum” sözünün hiçbir hükmü yoktur.

 

Soru : Babam felç geçirdi. Ben bakamıyorum. Ücret karşılığı bir kadın bakıcı tutabilir miyim?

Cevap:  Felçli, yaşlı, engelli vb. durumda olan anne – babaya veya herhangi bir kimseye evvela mahremlerinin (oğlu, kızı gibi) her türlü bakımlarını yapması farzdır. Eğer bakımlarını yapacak kimse yoksa o zaman erkeğin bakımını yapması için erkek bakıcı bulunur. Kadın için de kadın bakıcı tutulur. (ki kadın hastamız için kadın bakıcıyı her zaman bulmak mümkündür.) Eğer erkek için erkek bakıcı bulunamaz ise zarurete binaen kadın bakıcı tutulur. Böyle zaruri durumlarda kadın bakıcının, temizliğini yapacağı kimsenin mahrem yerlerine zaruret miktarınca bakması caizdir.

 

Soru : Sefer mesafesi yola çıkan biri 3-5 günlüğüne babasına veya oğluna misafir olsa namazlarını tam mı kılmalıdır?

Cevap :  90 km ve üzeri bir yolculuğa niyet edip sefere çıkan birisi gittiği yerde 15 geceden az kalacaksa,  hem yolda hem de gittiği yerde misafir sayılır. Seferilik hükümlerine tabi olur. Örnek; 4 rekatlı farz namazları 2, 3 rekatlı farz ve vacib namazları 3 rekat olarak kılar. Zaman müsait ise Sünnetler aynı kılınır. Değişmez. Babaya, dedeye, oğula veya kızına vs. gitmelerde durum aynıdır. 15 geceden az kalacaksa misafir hükmüne tabidir. Bu yerler ve başka yerlerde 15 geceden fazla kalacağına niyet eden biri mukim olur ve ibadetlerini tam yerine getirir.Erkeğin veya kadının akrabaları fark etmez.Tabelalar km de  ölçü değildir. Çünkü onlar şehir merkezine göre yapılmış ölçümlerdir. Halbuki seferiliğin başlangıcı yerleşim yerlerinin bitimiyle başlar. Ve seferilik,  kendi evine dönen için evlerin başlamasıyla son bulur.

 

Soru:İmam namaz sonunda selam verince ben henüz salli- barik’i ve duayı tam bitirmemiş oluyorum. O zaman ne yapmalıyım?

Cevap:Salli – barik ve duayı  namaz sonunda okumak sünnettir. İmamımız selam vermişse, bizde tahıyyatı okumuşsak selamı geciktirmeyip hemen selam  vermeliyiz. Bundan dolayı sehiv secdesi de gerekmez. Zira  cemaatin namazda yanlışlık yapması imamı etkilemez ama imamın yanılması, sehiv secdesini gerektiriyorsa bu cemaati de etkiler.Cemaatin “ Et-tahiyyatü “  yü bitirmemişse bile imama uyarak, imamla beraber  selam  vermesi caizdir.

Soru: Namaz kılanın önünden geçmek günah mıdır?

Cevap:Evet, günahtır. Evvela namaz kılan dikkat etmelidir. Ya insanların geçmeyeceği yerde namaza durmalı veya önünde sütre vb. bir şey olmalıdır. Bu sütre bir ağaç, değnek, sandalye gibi şeyler olabilir. Yer sert olurda değnek dikilemezse uzunluğuna bırakılır. Eğer yer yumuşaksa uzunlamasına veya yay gibi kavisli bir çizgi çizilir. Cemaatle namaz kılan imamın önüne sütre koymak yeterlidir. Zaten camilerde secde yerinin ilerisinden geçmek caizdir. Camide de en doğrusu uygun yerde namaz kılmaktır. Sütresiz de olsa namaz kılanın önünden geçilirse namazı bozulmaz.

 

Soru:Namazda gülmek namazı ve abdesti bozar mı?

Cevap:İbadetlerde ve özellikle namazda aslolan ciddi, samimi ve ihlaslı olmak, Rabbimizin huzurunda huşuyla namazı kılmaktır. Ve kulun, Allah’a (cc) en yakın olduğu secdede, yani alnını ayakları hizasına koyduğu anda huzuru tatmasıdır.

Ama namaz içinde istemeyerek te olsa gülme olursa ;

– Tebessümle gülen yani güldüğünü kendisi bile işitmeyenin namazı da, abdesti de bozulmaz.

– Eğer yanındakiler değil de kendisi duyacak kadar güldüyse, namazı bozulur ama abdesti bozulmaz. Namazını yeniden kılması gerekir.

-Eğer namaz içinde gülmesi yüksek sesle olur ve yanındakiler de işitirse hem namazı ve hem de abdesti bozulur. Yeniden abdestini alır ve namazını iade eder.

 

Soru: Çalışan bir kimsenin örneğin; iş yeri Ankara’da evi ise Adana’dadır. Bu kimse işinde iken seferi midir?

Cevap: Evi Adana’da olduğu için Ankara’ya gidiyorken Adana evlerinin bitiminden itibaren Ankara evlerinin başlangıcına kadar seferidir.( Büyükşehirlerde İlçe Sınırları Ölçüdür.)Ankara’da maaşını aldığı ve iş yerinin olduğu yerde 3-5-7-14  gece otel veya misafirhane vb. yerlerde kalıyorsa seferidir. Çalıştığı yerde kendi evi yok ise sadece ücretini almakla mukim olmaz. Ancak 15 gece ve üzeri Ankara’da ise mukim olur.

 

Soru: Ayaklarımdaki rahatsızlığımdan dolayı doktorum varis çorabı giymemi  söyledi. Bu çorabı çıkarmamam gerekiyor. Nasıl abdest alacağım?

Cevap:Eğer doktor, kişiye varis çorabı giymesini ve çıkarmaması gerektiğini söyledi ise bu tedaviyi dikkatle uygulamak gerekir.Abdest gerekince, alçıda ve bez sargıda olduğu gibi varis çorabı üzerine mesh etmek caizdir. Varis çorabının üzerine her abdest almada bir defa mesh edilir. Yalnız ayaklarımızdan görünen kısımlarının yıkanması farzdır.Bu çorapları abdestli – abdestsiz giymek farketmez. Mesh ile o uzuv hükmen yıkanmış sayılır.Eğer varis çorabının çıkarılmaması gerekiyorsa boy abdestinde de üzerine mesh etmek caizdir.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu