ADALAR’IN ATLARI VE TRUVA ATI MESELESİ

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

İstanbul’un Adalar ilçesine bağlı adalarda faytona koşulan atlar yıllardır en büyük yaramızdı. Dik yokuşlu sokaklarda motorlu taşıtların trafikte olmamasından dolayı ulaşım için 19. yüzyılda fayton şüphesiz çok iyi bir çözümdü ama 21. yüzyılda hiç dinlendirilmeden, yokuş yukarı ve aşağı sürekli koşturularak çalıştırılması, doğru düzgün su ve gıda verilmeden, hastalandıklarında tedavi ettirilmeden, ölenin yerine derhal yenisinin koşulması hiç kusura bakmayın insanlığa yakışmıyordu ve derhal vazgeçilmeliydi… Bu kadar bakımsızlık ve kontrolsüz at trafiği kaçınılmaz olarak oraya Ruam hastalığının gelmesine sebep oldu ve onlarcası öldü, yüzlercesi itlaf edildi. Buna rağmen yine yeni atların Adalar’a götürülmesi ve bu kanlı trafiğin devam ettirilmesi istendi ama bu artık mümkün değildi…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar’da atlı faytonları yasakladı ve atları satın alarak bakımlarını üstleneceğini duyurdu. Buraya kadar her şey çok güzel fakat sonradan öğreniyoruz ki bu atların büyük bir kısmı aralarında Dörtyol’un da olduğu ilçe belediyelerine verilmiş ve bunların da büyük bir kısmı ortada yok, kayıp… Olay ilk duyulduğunda bütün hayvanseverler bireysel ve örgütsel olarak tepki gösterdi, savcılık soruşturması başladı… Doğal olarak tepki paylaşımları yerini ‘takip’e bıraktı, savcılığın inceleme sonucunu ve açılacak davayı beklemeye başladık…

Sosyal medyada günlerce yapılan paylaşımları görmeyen bir kitle, şu an İBB’yi elinde tutan partiyi koruduğumuz iftirasını dolaylı ve ya açıkça atarak ‘Atlar gibi hayvanseverler de kayıp’ gibisinden paylaşımlar yapmaya başladı. Tabi ki de atları ya da başka hayvanları düşündüklerinden değil, olayı siyasi yönden irdelemek, birilerini dövdürmek için bunu yapıyorlar ama bizler hak savunucusuyuz; birilerinin maşası, başka planların ‘Truva Atı’ olmadık, olmayız…

Hayvan hakları konusunda hiçbirimizin herhangi partiyi tuttuğu ya da yerdiğini tarih yazmamıştır, yazmayacaktır da… ‘Falanca parti iyidir, bu ne yaparsa alkışlayım; öbürü kötüdür, iyi de yapsa karalayalım’ anlayışı bizde hiç olmamıştır. Hangi belediye, hangi siyasi parti olursa olsun; bir yaptığı iyi ise bir kere teşekkür eder, iki yaptığı kötüyse iki kere tenkit ederiz. Şimdiye kadar yaptığı usulsüz toplamalar nedeniyle bu köşede defalarca tenkit edilen Arsuz Belediyesi’ne, mama alıp gönüllülere mama yardımı yaptığı ve sokak hayvanları için besleme timleri oluşturduğu için teşekkür edildi geçtiğimiz hafta… Aynı belediye, aynı parti… Bizim için kişinin önemi yok, aslolan yapılan iştir ve bu ülkenin en temiz mücadelesidir hayvan hakları; siyasi hesaplara sokmaya çalışıp kirletemezsiniz!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bakmaya söz verdiği atları başka belediyelere verdiği için elbette kusurludur ve atları ‘emanet’ alan diğer belediyeler de bizim gözümüzde suçludur. Çok uzağa gitmemize gerek yok, 100 atı emanet alıp yok eden Dörtyol Belediyesi’ne tek bir laf söylemeyip, dili sadece İstanbul’a uzatmaya gerek yok… Durum buysa zaten ortada iyi niyet de yok! Bizim açımızdan hiçbir kişi, hiçbir kurum, hiçbir parti dokunulmaz değildir, ‘kör kişi kendinden bilir işi’ düsturuyla hareket edip ne bizi suçlayın ne de davamızı sorgulayın…

Bu arada Hatay Büyükşehir Belediyesi dahil, Arsuz Belediyesi hariç olmak üzere; Hatay ilindeki belediyeler, sokak hayvanlarını besleyecek olan gönüllülere hala mama yardımı yapmıyor.  Yeni ‘aktivist’lerimize bir kez daha duyurmak istedim. Belki bizim adımıza birkaç kelam edip, birkaç adım atarak yardımcı olurlar… Biz çok yazdık, henüz bir gelişme olmadı da…

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu