Adnan Arslan Hoca İle Soru Cevap

Adnan Arslan
Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on whatsapp
WhatsApp

Soru:Namazda gülmek namazı ve abdesti bozar mı?

Cevap:İbadetlerde ve özellikle namazda aslolan ciddi, samimi ve ihlaslı olmak, Rabbimizin huzurunda huşuyla namazı kılmaktır. Ve kulun, Allah’a (cc) en yakın olduğu secdede, yani alnını ayakları hizasına koyduğu anda huzuru tatmasıdır.Ama namaz içinde istemeyerek te olsa gülme olursa ;

– Tebessümle gülen yani güldüğünü kendisi bile işitmeyenin namazı da, abdesti de bozulmaz.

– Eğer yanındakiler değil de kendisi duyacak kadar güldüyse, namazı bozulur ama abdesti bozulmaz. Namazını yeniden kılması gerekir.

– Eğer namaz içinde gülmesi yüksek sesle olur ve yanındakiler de işitirse hem namazı ve hem de abdesti bozulur. Yeniden abdestini alır ve namazını iade eder.

 

Soru : Cemaate namaz kıldırıyorken abdestim bozuldu. Ne yapmam gerekirdi?

Cevap : Namaz kıldırıyorken abdesti bozulan bir imam hemen sanki burnu kanıyormuş gibi eliyle burnunu tutar ve arkasındakini yerine alır. Bunu ( mihraba geçirme fiilini ) ya işaretle veya elbisesinden tutarak yapar. Buna İstihlaf  denir. Yerine geçirme işini sözlü yani konuşarak yapmak caiz değildir. Konuşarak yapmak hem İmamın hem de cemaatin namazını bozar.Bunun için İmamın hemen arkasına duranın imamlık yapacak ilme sahip olması çok iyi olur.Eğer imam birini yerine geçirmezse cemaatten biri geçer. Geçen kimse kalben imamlığa niyet eder.Hiç kimse geçmezse  ve abdesti bozulan imam da camiden çıkmışsa cemaatin namazı bozulur.

 

Soru:Ev almak için para biriktirdim. Ama henüz ev alamadım. Bu para için zekat vermem gerekir mi?

Cevap:Evet, gerekir. Evi veya arabası olmayan birisi ev veya araba almak için para biriktirmiş ve nisap miktarının da üzerindeyse ve herhangi bir yer ile de anlaşma yapmamışsa ve üzerinden de bir kameri yıl  geçmişse zekatını vermesi farzdır.Ancak ev veya araba satın almak isteyen biri, bir yerle sözlü veya yazılı anlaşma veya bağlantı yapmışsa o paranın zekatını vermesi gerekmez.

 

Soru:Üç aylar denilen Recep, Şaban, Ramazan aylarında oruç tutmanın hükmü nedir?

Cevap:Ramazan ayını oruçlu geçirmek farzdır.Her ayın on üçüncü, on dördüncü, on beşinci günlerini oruçlu geçirmek müstehabdır.Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Receb  aylarının perşembe, cuma, cumartesi günlerini oruçlu geçirmek müstehabdır.

Yalnız cuma veya yalnız cumartesi gününü oruçlu geçirmek tenzihen mekruhtur. Halk arasında Receb, Şaban ve Ramazan ayları üç aylar diye bilinir ve bu aylar mübarek aylardır. Recep ve Şabanı aralıksız, birbiri peşine oruçlu geçirmenin dinimizde delili yoktur. Fakat bu iki ayda nafile oruçlar tutmak çok sevaptır.

Receb ve Şaban aylarını en güzel şekilde değerlendirip varsa kaza oruçlarını tutarak geçirmek uygun olur, böylelikle oruç tutulması farz kılınan Ramazan ayına da borçsuz bir şekilde girilmiş olur.

 

Soru:Camide bir yerim var. Hep orada namaz kılıyorum. Beni eleştiriyorlar. Bu yaptığım yanlış mıdır?

Cevap:Evet, bu yaptığınız yanlıştır. Cami içinde cemaatten birinin kendisine özel yer edinmesi doğru değildir. Bu mekruhtur. Doğrusu caminin değişik yerlerinde namaz kılmaktır.

 

Soru:Biz imama uymuş namaz kılıyorken birisi “yer verin ben de safa gireyim“ dedi. Biz de hareket ettik ve ona yer açtık. Bizim namazımız bozuldu mu?

Cevap:Evet, ikinizin de namazı bozulur. Namazda olan birisine “ileri git“  veya “safa girebilmem için yer ver“ diye dışardan biri tarafından emir verilse ve namaz kılan kişi bu emre uysa namazı bozulur. Namazın iadesi gerekir. Fakat namaz kılan kimse böyle bir talep olmadan  kendi isteğiyle çekilerek yer verirse namazı bozulmaz.

 

Soru:Çok sevdiğim, yakın dostum İstanbul’da salgın hastalıktan dolayı vefat etti. Ben Erzurum’da yaşıyorum. İçinde bulunduğumuz hassas dönem nedeniyle cenaze namazına katılamadım. Erzurum’da gıyaben cenaze namazı kılabilir miyim?

Cevap:Cenaze namazı farz-ı kifayedir. Hazır bulunan cenaze için kılınır. Ancak Şafii alimlerimiz (Allah onlardan razı olsun) gıyaben cenaze namazı kılmayı caiz görmüşlerdir.

Salgın hastalık döneminde zaruret vardır. Yani cenaze hazır bulunmasa da; bulunduğunuz yerden, gıyaben, abdestli ve kıbleye dönerek cenaze namazını kılmanız caizdir.

 

Soru: Sabah namazının farzının ikinci rekatındayken güneş doğsa namaz bozulur mu?

Cevap: Evet. Namaz bozulur.Kerahat vakti çıktıktan (güneş doğduktan kırkbeş dakika) sonra o günkü sabah namazı, öğlen namazına yaklaşık yirmi ile kırk dakika arası kalıncaya kadar sünnetiyle beraber kaza edilir. Diğer namazları kılıyorken yeni namaz vakti girince o namaza devam edilir ve eda sayılır. Örnek; o günkü ikindiyi kılınca akşam vakti girse bir rekatı da akşam namazının vaktine geçse ve dört rekat tamamlansa bu ikindi namazı edadır. Kaza değil.Sabah namazı hariç dört vakti takib eden vakit kamil vakittir. Ama sabah güneş doğduktan öğlene kadar mühmel (içinde farz namaz olmayan) vakittir.

Vakitleri tesbitte Diyanet Takvimini takip etmeliyiz.

 

Soru:Cuma namazına tahiyyatta yetişenin cuma namazı tamam olur mu?

Cevap: Evet, olur. Dış ezan okununca alış-verişle veya başka şeylerle meşgul olmayıp hemen Cuma’ya gitmek vaciptir. Hatta camiye erken gidip Kehf Suresini okumak veya okuyandan dinlemek menduptur.Cuma namazının teşehhüdünde veya sehiv secdesinde imama yetişen Cuma namazına yetişmiş sayılır. İmam sola selam verdikten sonra tahiyyatta imama yetişen hemen ayağa kalkar, Cuma  namazını tek başına iki rekat olarak kılar.Cumanın farzına yetişemeyen Öğlen namazını kılar.

 

Soru: “Eşim bu hastalıktan iyileşirse Ankara’nın fakirlerine dağıtmak üzere bir koçu kurban kesip dağıtmayı adıyorum.” diye adak adadım. Eşim, Elhamdulillah iyileşti. Ama biz şimdi Bursa’da yaşıyoruz. Adağımı koyun olarak Bursa’da kessem ve buranın fakirlerine dağıtsam olur mu?

Cevap: Evet, caizdir. Adak, insanın bir musibetten kurtulması veya bir nimete nail olması üzerine, kendisine vacip olmadığı halde bir ibadeti yerine getirmek için Allah’a (cc) söz vermesidir. Adanan şey olursa o zaman kul Allah’a verdiği sözü yerine getirmelidir. Bu, şartlar uygunsa yerine getirilir. Uygun değilse şehirlerin, kişilerin farklı olmasının dinimiz açısından bağlayıcılığı yoktur. Hatta adanan kurban küçükbaş hayvansa koç yerine koyun veya keçi kesilebileceği gibi, büyükbaş kurbana da hisse olarak girilebilir. Ancak büyükbaş hayvan kurban olarak adanmış ise yerine küçükbaş hayvan kurban etmek caiz değildir.

İlgili Haberler

Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on pinterest
Share on tumblr
Share on email
Puan Durumu