Soru:Kuran-i Kerim’in yaprakları çok eskimiş ve okunmuyor. Ne yapmamız gerekiyor?
Cevap:Öncelikle, yıpranmış, eskimiş veya yaprakları yırtılmış, tamiri zor olan Kuran-i Kerim’leri yakmak caiz değildir.En doğrusu temiz bir beze sararak, ayak altında çiğnenmeyecek bir yere güzelce gömmektir. Bu yer, kabristan içinde, çiğnenmeyen bir yer olabilir. Böyle yapmak Allah (cc)’ ın kelamına saygının bir gereğidir.Ayet yazılı kağıtları, herhangi bir şeyi sarmak, paketlemek için kese kağıdı olarak kullanmak da caiz değildir.
Soru: Namaz kılanın önünden geçmek günah mıdır?
Cevap:Evet, günahtır. Evvela namaz kılan dikkat etmelidir. Ya insanların geçmeyeceği yerde namaza durmalı veya önünde sütre vb. bir şey olmalıdır. Bu sütre bir ağaç, değnek, sandalye gibi şeyler olabilir. Yer sert olurda değnek dikilemezse uzunluğuna bırakılır. Eğer yer yumuşaksa uzunlamasına veya yay gibi kavisli bir çizgi çizilir. Cemaatle namaz kılan imamın önüne sütre koymak yeterlidir. Zaten camilerde secde yerinin ilerisinden geçmek caizdir. Camide de en doğrusu uygun yerde namaz kılmaktır. Sütresiz de olsa namaz kılanın önünden geçilirse namazı bozulmaz.
Soru : Camii, minare, Kur’an kursu, yol, okul, yurt vb. yapılması için zekat verilebilir mi ?
Cevap : Hayır, verilmez. Bu ve benzeri yerlere zekat niyetiyle verilen mal zekat yerine geçmez. Zekat müslüman, fakir insanın hakkıdır. Zekatta temlik yani fakirin, verilen zekat malına tam sahip olması şarttır. Verilen zekat, fakirin mülküne geçmediği sürece zekat verilmiş sayılmaz. Onun için iyi araştırıp, takipçisi olmak lazımdır.Zekat ya bizzat şahsa teslim edilmeli veya vekil aracılığıyla (vekile güvenmek şartıyla) yerine ulaştırılmalıdır.Yurt binasına zekat verilmez ama orada barınan öğrencilere verilebilir. Bazı vakıf ve derneklerin zekat hesabı açarak fakirlere dağıtmak üzere zekat toplamaları caizdir. Fakirlere ulaştırmaları için güvenilir olan dernek ve vakıflara zekatımızı verebiliriz. Soruda geçen yerlere de sadaka olarak yardımlar yapmalıyız.
Soru:Kardeşe, amcaya zekat verilir mi?
Cevap:Evet, verilir. Müslüman, büluğ çağına ermiş, fakir olan; erkek-kız kardeşe veya bunların çocuklarına, amcaya, halaya, dayıya, teyzeye veya bunların çocuklarına, üvey babaya, üvey anneye, üvey oğula, üvey kıza veya bunların çocuklarına zekat, fitre veya fidye vermek caizdir.Hatta dinimiz yakın akrabalardan ihtiyaç sahibi olanları görüp gözetmede iki kat sevap olduğunu buyurur.
Soru: Nazar değmesin diye yeni aldığım arabama nazar boncuğu takabilir miyim?
Cevap: Hayır. Takmayınız. Dinimizde nazar (göz değmesi) hakdır ve ondan Allah’a (cc) sığınmak lazımdır. Dinimiz bazı gözlerin insan ve eşya üzerindeki zarar verici etkilerini kabul etmektedir ve cevabını da vermektedir. Peygamberimiz (sav) göz değmesine karşı;
Ayet el-kürsiyi, İhlas Suresini,Felak Suresini, Nas Suresini okumuş ve bizlerin de okumamızı istemiştir.
Nazar boncuğu ve benzeri şeylerden fayda ummak ve bunların göz değmesine engel olacağına inanmak, boyuna veya başka yerlere (çocuk,araba,ev vb.) asmak caiz değildir. Güç, kuvvet ve kudret Allah’a (cc) aittir ve göz değmesine engel olacakta Rabbımızdır. O’na sığınmalıyız.
Soru : İmam cemaate öğlen namazını kıldırıyorken ikinci rekatın secdesinde yetiştim. Ayağa kalkmalarını beklemeli miyim? İmama nerde uymalıyım? Namazı nasıl tamamlamalıyım? Sehiv secdesi gerekir mi?
Cevap : İmam hangi rükündeyse niyet ve iftitah tekbirinden sonra imama uyarsınız. Size, ilk rekatı kaçırdığınız için mesbuk (rekat kaçıran) denir. Niyetten sonra ayakta namaza başlama tekbiri alırsınız ki bu tekbiri ayakta almak şarttır. Sonra imam secdede olduğu için siz de tekbir getirip secdeye varırsınız. Rükusunda yetişemediğiniz için 2. rekatı da kaçırmış olursunuz.Bundan sonra 3. ve 4. rekatı imamla kılar, son oturuşta imam soluna “Es selamu…” deyince ilk iki rekatı kılmak için ayağa kalkarsınız. Sübhaneke, Euzü-Besmele, Fatiha ve ilave bir sure okur, rükû secde ile kaçırdığınız 1. rekatı kılarsınız. Sonra kalkar, Besmele-Fatiha ve Zamm-ı Sure okur kaçırdığınız 2. rekatı da tamamlar, son kadeyi yaparak selam verirsiniz. Sehiv secdesi yapmazsınız.
Soru:Boy abdesti alıyorken küpelerimi çıkarmam gerekir mi? Küpe için delinen yerler kapanmışsa alınan abdest geçerli midir?
Cevap:Hayır, küpeleri çıkarmak gerekmez. Nasıl ki abdestte yüzüğü oynatarak suyu altına geçirmek mümkünse küpeleri de hareket ettirerek suyu içine geçirmek mümkündür.Bu gerekli ve yeterlidir.Küpe delikleri takmayınca, kendi kendine kapanırsa yıkamak kafidir. Abdest geçerlidir. Deri bağlayarak kapanmış olan küpe deliklerini boy abdesti ( gusül ) alınca iğne vb. şeylerle delmek doğru değildir.Eğer kir vb.şeylerle kapanmış ise küpe deliklerini bir şekilde suyla ovalayarak delikleri ıslatmak yeterlidir. Vesvese yapmamak gerekir. Bu konuda kalbin mutmain olması yeterlidir.
Soru:Botoks, yüze dolgu yaptırma (çene, dudak vs.), yanak içi yağ dokusu aldırma (bişektomi), elmacık kemiği belirginleştirme gibi estetik amaçlı yapılan işlemler caiz midir?
Cevap:Allah(cc) yarattığı insana bir şekil vermiştir. Bu bizim yaratılıştan gelen özelliğimizdir. Yani fıtratımızdır. Allah, yaratmış olduğu fıtratımıza/bedenimize değişik şekiller vermeyi ve müdahalede bulunmayı yasaklamıştır. Bunun için soruda geçen işlemleri keyfi olarak yapmak ve yaptırmak caiz değildir. Günahtır. Yapan da yaptıran da tövbe etmelidir.Ama sorudaki konular ve bedenin herhangi bir yerinde sağlık sorunu haline gelen ve şahsı gerçekten ruhen/psikolojik veya fiziksel olarak rahatsız eden bir durum varsa o zaman tabi ki cerrahi müdahale ve tedavi caizdir. Allah, ölüm hariç her hastalığın ilacını yaratmıştır.Ruh ve bedenimiz bize emanettir. Sahibi Allah’tır.